Airkule KAPAT

PAYLAŞ 

NTV’ye konuşan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Hava-İş Sendikasına seslenerek, “Yarın buradayız sendika yönetimi gelsin ve işçilerimizin haklarını masada görüşelim…” dedi.

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, dünden beri birçok farklı yoruma neden olan ve “Kotil gönderiliyor mu?” şeklinde sorulara yol açan THY’deki kriz iddialarına yanıt verdi.

NTV’ye konuşan Hamdi Topçu, “Şimdi böyle bir kriz yok. THY de belki genel müdürün ilk defa bir izne çıkma talebi oldu. Talebi biz karşıladık ve yerine vekaleten atama yapılması gerekiyordu. Bunun da İcra Komitesi ile olması gerekiyordu. Hava-İş’in aldığı grev kararının 15 Mayıs’ta olması itibariyle Temel Bey bunun bir süre uzatılmasını istedi. Haftasonu araya girdi, görüşemedik. Telefonla bir görüşmemiz oldu. Bugün sabah görüştük, iznini bir hafta sonra kullanmayı istedi. Herhangi bir kriz yok. 10 yıl üzerinde ilk defa bir genel müdürün babasının rahatsızlığı ve ailevi nedenlerle bir izin talebiydi. Zaten bu talep de şu anda yerine getirildi” dedi.

“305 kişinin pazarlığını yapma niyetinde değiliz”

Topçu, Toplu Sözleşme görüşme sürecini anlatırken, tıkanmanın neden kaynaklandığını şöyle açıkladı:

Hava-İş’le uzun süredir bu konuları görüşüyoruz. 10 yıldır THY yönetimindeyim bu dönemde birçok görüşme yaptık. Bunun en kısalarından biri 24. Dönem görüşmelerimiz oldu. Bunun sebebi, sendikanın 305 kişinin kayıtsız şartsız geri alınmasında ısrar etmesinden kaynaklanıyor ve görüşmemiz tıkanıyor, imkansız hale geliyor. THY bu konunun hukuka yansıdığını ve yargının sürdüğünü söylüyor. Her ne kadar 15 kadar Yargıtay’dan çıkan karar olsa da daha süren davalar ve bizim lehimize sonuçlanan davalar da var. THY yönetimi 305 kişinin hiçbir zaman pazarlığını yapma niyetinde değil!..

Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:

“305’de ısrar etmek sendikaya fayda getirmez”

Şu anda 305 kişinin durumu aşıldığı halde diğer maddelerde tıkanıklık olduğunu zannetmiyoruz. Zaten THY çalışanının durumu bir noktaya getirildi. Buradan geri dönüş söz konusu değil.  Diyoruz ki grev olmasın… Grev sendikanın da, çalışanın da, şirketin de aleyhinedir. Gelin masaya oturalım diyoruz. Sendikanın, itibarının bittiği bir noktada bunu bir itibar meselesi yapması doğru değil. Şu anda 305 kişinin problemi, 16 bin kişinin haklarının tıkanması demek. Bunda ısrar etmek sendikaya da fayda getirmez, çalışana da fayda getirmez. Biz çalışanımıza değer veriyoruz. THY de çalışmak ayrıcalıktır diyoruz.

“Pilotlarımız özel havayolu şirketlerinden daha az uçuyor”

Şu andaki hukuki limitler sivil havacılığın EASA’nın belirlediği limitlerin altında uçuruyoruz. Sendika başkanına limitlerden şikayet ediyorsanız Avrupa’daki bir şirketin uçuş programına alalım ve aynen uygulayalım dedim buna da yanaşmıyor. Bunu uçuş güvenliği aksatılıyor şeklinde propaganda malzemesi yapmak çok yanlıştır. Şu anda özel havayolu şirketleriyle aramızda yüzde 30 gibi bir fark var. Yani biz daha az uçuruyoruz… THY’nin şartları gerçekten çok iyi şartlardır. Tabii ki şirketimizin büyümesiyle daha da iyi imkanlar verilebilir. Uçuş güvenliğini riske edecek bir adım atmamız söz konusu değil.

“Bu grevin gerekçesi yok”

Topçu, grev olayını “ihanet” olarak tanımladığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

Grev eylemini ihanet olarak tanımlamadım. Şu anda grev yapmanın gerekçesi yok. Hiç kimse bu grevin gerekçesini ortaya koyamıyor. 99 ülkede 220 noktaya uçuyoruz. Bu dönemde ne gerekçeyle çalışana diyeceksin ki grev yap... Bizim çalışanımız şirketine sahip çıkıyor. Biz grevin gerekçesini göremediğimiz için aynen operasyonumuza devam edeceğiz ve operasyonumuzda herhangi bir aksama olacağını düşünmüyoruz. Yalnız sendikanın provokatif eylemleri var. Bu şirket hepimizin. Ben de burada bir profesyonelim. Geldiğimiz son on yıldaki bir noktayı sudan bahanelerle greve götürerek rezarvasyon sistemimizde ataklar yaptırarak aksamaya uğratmak kimseye yarar sağlamaz…

“Yarın buradayız sendika yönetimi gelsin ve işçilerimizin haklarını masada görüşelim…”

Tabii ki grevin maliyetini sendikanın düşünmesi, bu şirketin ileri gitmesi gibi bir düşüncesi yok. Hem sendika açısından hem de THY açısından bir güvensizlik oluştu. Hukuka yansımış olan 305 konusunu ayıralım çalışanlarımızın haklarını görüşelim.

THY yönetimi olarak işin aksayacağını düşünmüyoruz. Seferlerin aksamayacağını tahmin ediyorum. Ancak sendikanın dışarıdan -çalışanlar dışında- engellemeler yapması şeklindeki eylemlere karşı her türlü önlemi aldık. Çalışma anayasal bir haktır. Buna sendika engel olamaz. Biz de çalışmayanın hakkına saygı göstereceğiz.

Greve katılanlar işten çıkarılır mı?

Biz lokavt kararı almadık. Bu şu anlama geliyor greve katılmayanlar gelip çalışabilir. Bizim kapımız açık. İsteyen 15’inde gelir işinin başında olur. Ama olmayana neden gelmiyorsun deme hakkımız yok. Bizim iddiamız, çalışanlarımızın bu grevi istemediği… Biz çalışanlarımıza güveniyoruz ve uçaklarımızın tamamının uçacağını düşünüyoruz. Bu konuda sendika tarafından yapılan kara kampanyalar tümüyle geçersizdir.

Kırmızı ruj meselesi

Bu konular Türkiye’nin genel gündemiyle de ilgili… Kamuoyunda şöyle bir hassasiyet oluşmuş: AK partinin –atadığı adam rejim üzerinden sorgulanıyor. Örneğin ruj konusu… Bu 30 yıl öncesinde de vardı. Burada ruj yasağı konusu yok. Renklerin makyajın nasıl olacağını belirleyen bir manuel var. THY dövmeyi yasaklıyor deniyor. THY’de dövme 80 yıldır yasak. Kabin memuru arkadaşımızın kıyafeti uçağa binerken kontrol edilir. Burada hangi renklerin nasıl kullanılacağı şeklinde tanımlama var. 2003’deki manuel ile bugünkü manuel arasında bir fark yok.

Yeni havalimanında THY’ye özel terminal

Atatürk Havalimanı yüzölçümü açısından Avrupa’nın küçük havaalanlarından biri olarak görünüyor. Ama kapasite açısından çok yoğun bir havaalanı. Dünyanın birçok ülkesindeki havalimanlarında bayrak taşıyıcı şirketler için ayrı terminaller yapılmış. Biz bunu Atatürk Havalimanında kısmen yapıyoruz. TAV ve DHMİ  bize destek sağlıyor. Ancak 150 milyon yolcuya çıkacak yeni havaalanında THY’nin kendine ait bir terminali olması çok güzel bir şey. Biz de kazanan firmalarla birlikte bu planlamayı en iyi şekilde yapmaya çalışacağız Anlaşma sağlanırsa bunu yapmalarını isteyeceğiz.

Sponsorluklar

Hizmetlerimizi tanıtmak için 130 milyon dolar bütçe ile tanıtım faaliyetlerimizi yapıyoruz. Sponsorluklar bunun yüzde 7-8’ini kapsıyor.  Önümüzdeki ay itibariyle Avrupa’da uçmadığımız ülke kalmayacak. Dortmund’la anlaşma yaptık. Eurolig devam ediyor.

Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye

Copyright © 2024 Airkule