MENÜ
İstanbul 12/18
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
AH BAHADIR KAPTAN AH!
Havacılık Haberleri
19 Mart 2009 Perşembe 21:41

AH BAHADIR KAPTAN AH!

Yazarımız Bahadır Kaptan'ın gözaltına alınmasına tepkiler geldi. Ama gözaltı süresince yanımızda olan Avukat Onur Güntürkün'ün "seslenişi" çok farklı oldu...

AH BAHADIR KAPTAN AH!

 

Ben sana demedim mi? 

Bak gözaltına alındın işte!..

SANA NE kardeşim!..

Adamın biri yere düşmüş “Help, help, Doktor,doktor” diye yardım istiyormuş…

Bırak, geberene kadar bağırsın kardeşim, SANA NE!..

Yan tarafta polisler, bir başka yabancı adamı öldüresiye dövüyorlarmış…

SANA NE KARDEŞİM, SANA MI KALDI, polislere yardım amaçlı olarak, “ben İngilizce biliyorum, size yardımcı olayım, sakin olun” demek!..

Bırak kardeşim, SADECE SEYRET polislerin adamı nasıl dövdüklerini…

Tıpkı, havaalanında bulunan diğer yabancı uyruklu yolcular gibi…

Bak onlar olaya müdahale etmişler mi?..

Bırak, ülkelerine gittiklerinde, “Helal olsun Türk Polisi nasıl adam dövüyor” desinler…

AH BAHADIR KAPTAN AH!.. BİR TÜRLÜ ADAM OLAMADIN GİTTİ!..

Sana demedik mi;

Çevrende olup bitenlere gözlerini kapat, kulağını tıka, burnunu da tabi… İlgilenme, duyarlı olma… ALDIRMA yani…

Herkesi aynı kefeye koy… Kimsenin yanlışları, kötülükleri ile İLGİLENME!..

HER ŞEYİ ONAYLA, ANLAMAYA ÇALIŞMA, ELEŞTİRME, ASLA  KARŞI ÇIKMA…

Yüzüne saf gösteren, her şeye gülümseyen, bir maske tak, sabahtan akşama kadar hiç çıkarma! Hatta gece uyurken bile çıkarma, unutma riskine girme. Hem düşlerin için de gerekebilir…

ARKADAŞ konusunda seçici olma, onurlu-onursuz, iyi-kötü, dürüst-yalancı, tembel-çalışkan deme, kısacası herkesi beğen, sürekli gerekse de gerekmese de fırsatlar yarat beğendiğini belli et. Sana göre hiç içeriği olmayan, boş konuşmalarına bile katıl. En azından saf saf dinle. Her söylediklerine inan, ya da inanmış gibi yap. Herkes öyle yapıyor. Bunda ne var ki?.. 

Asla DOĞRUYU ARAMA, BULMA, bulduysan da kimseye deme… Belli etme... Yok say… Ömür boyu bir sır gibi sakla. "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar", gerçi "Onuncu Köy" var ama, uğraşma bulmaya rahatını bozma…

TOPLUMSAL SORUNLARI, hiç konu etme… Kimsenin keyfini kaçırma… Hem zaten sen en iyisi hiç konu açma… Neyine gerek riske gireceksin... Sen konuya dahil ol yeter... Suya sabuna dokunma, havadan sudan konuş çok gerekirse... Yemek, pasta tarifleri, günler, geceler, indirimler, markalar, basit televizyon programları gibi konuları iyi takip et... Zor olmaz korkma, her yerde var... Dikkat et mahcup olma…

Bu arada düzenlenen tüm etkinliklere katıl…

KİTAP  konusu en tehlikeli konudur… Hiç açma... Öyle olmasa insanlar bu kadar korkar mı? OKUMA en iyisi, çok dayanamazsan GİZLİCE OKU… Ama sakın belli etme…

PAYLAŞMAYI aklından bile geçirme…

Mesleğin ne olursa olsun, sakın FARKLILIK GÖSTERME… Asla iyi olmaya çalışma… İş çıkarma… Hele en iyisi olmayı asla düşünme… İşini herkes gibi yap, yapar gibi görünsen de olur… Paranı al, az-çok fark etmez, gönül rahatlığı ile ye…

Birileri başarısını anlatırken “Ormanda yol ikiye ayrıldı. Ben az kullanılanı seçtim” demiş. Ama sen öyle yapma… HERKES NEREYE GİDİYORSA ORAYA GİT!.. ”Sürüden ayrılanı kurt kapar” gibi güzel bir bahane de var, kullan!..

KİMSEYE KIZMA… Haksızlıklar karşısında sana bile yapılsa SESSİZ KAL… Hele sana dokunmayan yılanları hiç rahatsız etme… İşlerine karışma… Eğer becerebilirsen sana dokununca da karışma… Bırak bin yıl yaşasın… “Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması yeterlidir” demiş Edmund Burke ama BOŞ VER, SANA NE!.. 

Rahat yaşamak istiyorsan en azından bu kadarını yapacaksın… Rahatına bakacaksın... "DÜŞÜNMEK” mi?.. Değil bu eylemi gerçekleştirmek, adını bile anma…

Yani kısaca “BOZKIRDAKİ AHLAT AĞACI” gibi ol…

Ama dikkat et… Melih Cevdet Anday aklına koymuştu, kaçıracaktı rahatını Ahlat Ağacının…

Ona bir kitap vermeyi düşünüyordu… Rahatını kaçırmak için yapacakmış… Çok emindi… İstersen OKU bak…

Ah, ne dedim ben?

OKU mu dedim?

PARDON!..

Yazıma, SEVGİLİ BAHADIR KAPTAN’A GEÇMİŞ OLSUN DİYEREK, bir şiirle son veriyorum…

 

RAHATI KAÇAN AĞAÇ/ Melih Cevdet Anday

Tanıdığım bir ağaç var

Etlik bağlarına yakın

Saadetin adını bile duymamış

Tanrının işine bakın.


Geceyi gündüzü biliyor

Dört mevsim, rüzgârı, karı

Ay ışığına bayılıyor

Ama kötülemiyor karanlığı.

 

Ona bir kitap vereceğim

Rahatını kaçırmak için

Bir öğrenegörsün aşkı

Ağacı o vakit seyredin

 

NOT: Bu yazının önemli kısmı, şair Tolunay Karabulut’un “Rahat Yaşamanın Yolları” başlıklı yazısından esinlenerek kaleme alınmıştır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İstanbul
 23 Mart 2009 Pazartesi 03:04
Sen alışamazsın haksızlığa. Duramazsın.
 Okyanus
 23 Mart 2009 Pazartesi 01:35
Bahadır Kaptan, Sizin bu duruşunuzu görünce, kendimizden utanıyoruz. Sende bizim gibi ol. Sessiz, Yüreksiz, Korkak ol bizim gibi. Böylece bizde kendimizi adam zannedelim.
 SAVAŞ
 22 Mart 2009 Pazar 17:54
Yeter arkadaşlar artık fenerlere de yazık bir gün gelecek o fenerleri de çok arayacaksınız sadece sizin bulundugunuz yerleri aydınlatmaz fenerler ara sıra da olsa fenere sap değil karanlığa ışık olabilmek zamanı.Ben tüm istikrarlı fenerlere selam ediyorum ve aydıncıklara değil karanlığı aydınlatanlara saglık diliyorum.Onur bey aydın,ya kim aydınlatılan.YaRılma,YaNılma.Geçenlerde karşıdan karşıya bir yaya geciyordu araba carptı ve yaya düsdüğü yerden kalkıp gidip oradaki görevli polise tekme tokat girişti araya girenler ayırdı sordular neden polıse saldırdın adam cevap verdi ben sağa ve sola bakarak kendi güvenliğimi sağlayarak karsıya gecmeye calısırken polis duduk ve eliyle bize gecin gecin diye ısrar ve sinirle hareket yapıyordu halbukı ben baktım yol musaıt degıl ama oyle saldırıyordukı adam,arabalar bır ıkı kısıyı teget gecti bırı bana vurdu ve bende kalkıp gıdıp ona vurdum,demem o ki insanlar durdukları yere ılk once kendılerı saygı duymalı,umut dilenen değil umut veren olabilmeli
 Engin Barutçu
 22 Mart 2009 Pazar 01:32
Sevgili Onur Güntürkün, toplumsal vicdanımızı harekete geçirebilmek için ne kadar da güzel ve samimi özetlemişsiniz. Tüm iyi niyetimize rağmen, polislerin bize de yönelttiği fiziksel şiddet, küfür ve tehdit bir yana, üç mısırlı insanın polisler tarafından acımasızca dövülmesi 65 yaşındaki bir annenin dışındakiler tarafından şimdilik görülmek istenmemiş! Karanlığa tuttuğunuz fenerin ışığı hiç sönmesin...
 wolf
 21 Mart 2009 Cumartesi 03:58
Abi gecmis olsun. elini tasın altına koya koya el kalmadı sende ama sendeki o yurek yok mu...
 Kokpit
 20 Mart 2009 Cuma 16:18
Malum site "havacılık" sitesi değildir. Adına bakıp "televoleyi" havacı ilan etmemek gerek. Bırakın onlar kendi çapsızlıklarında dönsünler...
 Cahit
 20 Mart 2009 Cuma 11:17
Siz birde başka bir havacılık sitesindeki yorumları okuyun ve insanımızın nasıl bir hale geldiğini görün. Burada yazılanları gerçekten inanarak yazmışlar. Aynen "bana dokunmayan yılan bin yılın yaşasın" mantığı. Buna o kadar inanmışlarki Bahadır ağbiyi inanılmaz şeylerle itham edip sindirmey çalışıyorlar. KİM NE DERSE DESİN HEP ARKANDAYIZ BAHADIR AĞBİ. İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR.
 Meraklı M.
 20 Mart 2009 Cuma 08:53
Günümüzün gerçekçi bir özeti.
 Merakli
 20 Mart 2009 Cuma 07:51
Bahadir Kaptanim, Baskalarina yardimci olmanizi, Ulkemizin karizmasinin cizilmesini engelleyici davranislar icerisinde olmanizi siddetle kiniyor ve bir daha bi Allahin kuluna daha yardim eli uzatirsaniz ceza evine konmaniz gerektigini dusunuyorum. Onur hocanin dediklerine ilaveten olmadi ama oldugu kadar...
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule