Kanatlar, düşler uçuş ve gök
bunlar yanında olduğu sürece
tutamaz onu hiç kimse
Ratı Saxena
Bulutlarla kaplı gökyüzünde
Güneşi yiyor, ayı elimde tutuyorum.
Yıldızlar maiyetim
Chogyam Trungpa
-----------
biz kuşları yedik
biz kuşları
çok uzun zaman önce yedik
biz kuşları
halâ hayır deme
gücümüz varken yedik
Margaret Atwood
-----------
Göklerde eriyip gitmek isterdim
Yaşamın ışıklı ve dingin olduğu
Sürekli ve huzur veren bir esriklikle
Beyaz bulutlarda gezintilerin mutluluk verdiği
Dante’nin yıldızlar arası yaşadığı yerlerde.
Biliyorum, çünkü gördüm gözlerimle
José Martí
-----------
Açılmaz fırtınasız
Böylesine karanlık bir gökyüzü
...
Esin rüzgârlar, esin!
Yanaklarınız çatlayıncaya kadar üfürün! Kudurun! Esin!
Seller, boşanın!
Kuleleri, tepelerindeki fırıldaklara kadar sulara gömün!
...
Siz ey gökler, kâinatı saran o korkunç gürlemelerinizle
Yamyassı edin şu yuvarlak dünyayı!
Tabiatın insan döken kalıplarını paramparça edin;
Nankör insan üreten tohumları silip süpürün
William Shakespeare (Kral Lear eserinden)
-----------
Uçağımı San Diego’da yedi adam yaptı
Dur durak demeden 24 saat çalışarak
Birkaç metre çelik boru kullanarak
Yaptıkları uçak beni koruyup kollayacak
Onlar işlerini bitirdi. Şimdi ben devam etmeliyim kendi işime
Yalnız değilim. Sekiz adam, uçuyoruz hep birlikte
Bertolt Brecht’in C. Lindbergh’in Atlantik uçuşu öncesiyle ilgili yazdıkları
San Diego’da Ryan’da çalışan yoldaşlarıma söyleyin
İyi iş çıkartmışlar
Uçağım dayandı
Kusursuz iş yapmışlar
Bertolt Brecht’in C. Lindbergh’in Atlantik uçuşu sonrasıyla ilgili yazdıkları
-----------
Uçağım
Bu sabah erkenden, kalkmaya çalıştı
Sola keskin bir biçimde döndü
Döndü, sert bir şekilde döndü
O an, kendime dedim ki
Şimdi ölebilirim işte
Eğer insan ölmek zorundaysa, hızlı ölmek daha iyi
O kadar uzun, ızdırapla ve acıyla dolu bir gündü ki.
Hayashi Tadao (Kamikaze pilotu)
-----------
Dönüp duran şu gökler
Koca bir fanusa benzer,
Evren de bir fân?stur,
Güneş ise lâmbası
Biz de gelip geçici
Şaşkın görüntüleriz.
Ömer Hayyam
-----------
İÇİNE DOĞMUŞ İRLANDALI TAYYARECİNİN
Biliyorum
Kaderim bekler beni
Yukarıda
Bulutların üzerinde bir yerde
Nefret ettiğimden değil savaşım
Ne de
Kol kanat germekteyim sevdiklerime
Kiltartan kavşağından geldim ben
Yoksuldur
Kiltartan’lı insanım
Ne kaybedecek bir şeyleri var
Ne de mutluluk bekler onları
İnanın
Ne hukuk
Ne de sorumluluktan savaşasım
Emretmedi ne bir kişi
Ne de çılgınlıklar bana
Beni
Bulutlarda bu heyecana sürükleyen
Sadece
Sadece biraz sevinç
Kafamda ölçüp biçip
Tarttığımda her şeyi
Ne kadar nefesim var tüketecek
Ne nefesler tüketmişim meğer ben dedim
Denk geldi
Bu yaşama
Bu ölüm
W. Butler Yeats
-----------
Gökteki bulutlara bir yoldaştınız
Dağları aşdınız, denizleri aşdınız
Nur ve hilâl gibi uçup taşdınız
En sonunda düşdünüz toprak üstüne
Tarihde bir altın yaprak üstüne
Ey Fethî, ey şehid gördü şu cihan
Öldüğü toprakda yeniden doğan
Kaçanlar önünde uçan kahraman!
Akdı mı kanların toprak üstüne
Tarihde bir şânlı yaprak üstüne
Vatanın ey Sadık sadığı şehid
Yükselmekle kıldın küfrânı tehdid
Çevreni imanlı eyledin teşdid
En sonunda düşdün toprak üstüne
Tarihde bir altın yaprak üstüne
Hamiyet ağlasın, şevket ağlasın
Sadık’la Fethi’ye millet ağlasın
Düştüler, gittiler toprak üstüne
Tarihde bir şanlı yaprak üstüne
1814 yılında Kastamonu Sultani’sinin birinci sınıfında öğrenci olan Menelaos Kozmidi beyin aktardığı şiir
-----------
Düştü ise “Fethi” gökten türaba
Uçsun hilâlle “Nuri” semaya
Gezsin dolaşsın “Salim” selamet
Abidin Ege
-----------
Yavaştır yeryüzü gökyüzü
Daha hızlanmıyor daha çeksen
Sen ki milyarlarca gün yaşadın biliyorum
Saydıkları yıl 80
Fazıl Hüsnü Dağlarca
-----------
burda deniz bitiyor
ve gökyüzü başlıyor
Behçet Aysan
-----------
Göğü kucaklayıp getirdim sana
Kokla açılırsın
Arkadaş Z. Özger
-----------
ve ne düşünür tayyare
yalnız kaldığı zaman
Nazlı Eray
-----------
Her şeyi eriten zaman
Yok edemedi o mavi duyguyu bir türlü
Turgay Fişekçi
-----------
Nisan, akşamüstü
anlaşılmaz
gökten mi indiği yerden mi kalktığı
ağır ağır süzülen siyah bir nokta
her akşam ufukta
sabit bir fikir
sessiz bir ısrar
Vahşi bir kuş olmalı
belki kartal belki atmaca
bak şahin de olabilir
dağıtır içine daldığı bulutları
o bulutlar ki kararsızlığımız
içimizdeki ölüm karanlığı
eflâtun saçakları suya sarkıyor
kuytularda şimşekler
yanmış kibrit kokusu
Attila İlhan
-----------
…
Havalandı uçtu gönlümün bazı
Bilece konalım uçmadan gel gel
Pir Sultan Abdal
-----------
Yükseklerden alçaklara indim ben
Felek sol kanadım kıralıdan beri
…
Pir Sultan Abdal
-----------
…
Kaplu kaplu bağalar
Kanatlanmış uçmağa
Kertenkele derilmiş
Diler Kırım geçmeğe
…
Kaygusuz Abdal
-----------
Hava gri
her şey siyahla beyaz arasında bocalıyor.
Enis Batur
-------------
Fethi Bey’e
Aslan uçtu diye söylenir methi;
Bu kutsal toprağın çocuğu Fethi…
Kahrolur darbanla elbet her zaman
Olursa maksat ve bakış eğri;
Bak, Fethiye oldu sayende, Meğri
Kartalım! Gölgende hürdür vatan.
Behçet kemal Çağlar
-----------
Bir uçak sanki bin uçak
Bir gün öğleden sonra her gün öğleden sonra
Edip Cansever
Apartmanlar arasında görünen gökyüzü
Seni eksilte eksilte yitirdik çoktan
Şimdi bir anıdır bulutların dizi dizi
Gelirler göçmen kuşlar gibi uzaktan
Nihat Ulvi Akgün
-----------
…
Dönersem aşağısı çok yüksek
Düşeceğim, nasılsa gördüm
Dünya beni sarsmazdı, sarmalamazdı, döndüm
Gök ağlıyordu, ben zülfünü ördüm
Burhan Keskin
-----------
ne güzel ruhu var
yıldızlara çıkıp
çadır kuranların
Murat Türk
-----------
Çok sevilince tanrı olmuşluğum vardır dedi güvercin
yükselirdim göz alabildiğince rüzgar yarenlik eder
bulutlar kanadımın rengini çalışırdı
aşağıda insanların kaplumbağalaşması
zaman dururdu sanki
…
Fatih Taşdemir
-----------
Eskiden kuştum ben
Bir sabah uyandığımda uçmayı unuttum
Seyyidhan Kömürcü
-----------
843 Sefer Sayılı Uçak
Air France tam vaktinde kalktı
sabah Glasgow’da
yağmur yağıyordu,
ıslak parke taşları, karanlık evler,
duyup da zevk almadığım
İskoç kasveti…
Şimdi on bin metrede
kanatlarımız pırıl pırıl,
İngiltere sessiz, yeşil, güneşli
altımızda
önümde bir fincan kahveyle
taze bir croissant
ve elimde eski bir Chandler:
Elveda güzelim
Şavkar Altıner
-----------
…
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Önce sesin gelir aklıma
Sonra cumartesi geceleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Turgut Uyar (Senfoni şiirinden)
-----------
…
İkimiz birden sevinebiliriz
Göğe bakalım
Turgut Uyar (Göğe Bakma Durağı şiirinden)
Perşembe
uygundur uçakların uçtuğu bugün
sonsuz bir karmaşanın üstünden
iplere asılı çocuk bezlerinin
iplere asılı kadın külotlarının
işçi tulumlarının
üstünden
cılız çocuklara havadan öğütler atarak
ve 60bin ila 70bin arasında bir sayıda
ölümler atarak
uygundur
yersiz bir hamaratlık, bir görev duygusu
bir sarı lâle kadar makbulse
akşamüstü bir kadına sunulan
uygundur uçakların uçtuğu.
Uçsunlar.
…
Turgut Uyar
-----------
Adımlarken Galata Kulesinin daracık basamaklarını
Uçup uçmayacağını bilmiyordu Hezârfen
Bir tek şeyden emindi yalnızca;
İnmeyecekti yürüyerek çıktığı merdivenden
Sunay Akın
-----------
Heykellere örnek olsa derim,
Eşsizdi başın, yüzün ve cismin.
Ömrün de zekâna benzeseydi,
Heykelleşecekti bir gün ismin.
Mahvolmada sevgiler, emeller,
Boşlukları görmedin ki dolsun.
Bir başka nasibi yoksa ruhun,
Allah derim, yazıklar olsun.
İbrahim Alaaddin Gövsa’nın plt. Müh. Salâhattin Alan’ın uçak kazasıyla ölümü üzerine yazdığı şiir (1938)
-----------
…
Hadi takıl peşime
Uçulmayan gök kalmasın
Sonsuzu şaşırtalım
Muzaffer Özdemir
-----------
…
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda
…..
Behçet Necatigil (Solgun Bir Dokununca şiirinden)
-----------
Bir oyuncak… Sorun fakat değerini yapanlara
Gönüllerde yeri vardır modellerin jetler kadar
Yarın o da yükselecek havaları yara yara,
Gökyüzünde kaçışacak dört tarafa iri kuşlar
Server Ziya Gürev
-----------
Origami
Geçiyor içimden
Çakırkeyif bir esintiyle
Denizin balkonunda
Kuşlarla uyumlu
Ömrü kısa kâğıt uçak
Kâğıt olsam
Katlansam sana
Salih Mercanoğlu
-----------
bağrında yağmur taşıyan bir buluttunuz
…
dilerim gökyüzünden bir gün kovulursunuz
Elif Durdu
-----------
Oyuncak Uçak
Yeni yeni görün beni
Alışılmışlığım yok kulaklarımın
Bu sağduyunun cömertliği
Oyuncak uçaklar
uçuruyorum
gökyüzünde
Ercüment Uçarı
-----------
İkaros’un Ölümü
Doğum çoğuldur, ölüm tekil
Mumdandı aç tutkumun kanatları
Uçuyorum sevinç içinde
…
Herkes işinde gücündeydi
Yok olmuş damlar ki unuttum
Ve güneşin basamağından döndüm geri,
Üfürü üfürü uçardı yalnızlık.
Zamansızlığın kanadı yalnızlık.
Hiç yıldız doğmadı ben gökte iken
Ne düşlediğimi unuttum.
Çift sürüyordu bir köylü iki büklüm
Kalkmak üzereydi ak bir gemi limandan
Denize düşeni kimse görmedi.
Herkes işinde gücündeydi
Ve acı çekmeği unuttum.
Belleğimde hâlâ gökyüzü dünya
Yüreğin yaban arısı yalnızlık
Yaşantısız daldı yalnızlık
Tükenmiş tutkumun neşeli ağırlığı
Göksel erincimi unuttum.
Ölmeden bütün sabahlarımı unuttum
Denize düşeni kimse görmedi
Gökten indiğimi kimse görmedi.
Melih Cevdet Anday
-----------
Uçmak uçmak uçmak
Ayrılmak.
Varmak.
Ayrılmadan kimseye.
Uçmak, uçmak, uçmak.
Kopmak dünyadan.
Tepeden bakmak
Denizlere, evlere, mezarlara.
Havada kalmak
Arkamda bıraktığım benle
İndiğimde beni karşılayacak
Ben arasında.
Uçmak, uçmak, uçmak.
Gidiş gelişlerin
Döner kapılarında
Merhabalar, vedalar,
Kalıplaşmış sarılmalar,
Arkamızı döner dönmez
Yüzümüzden kaybolan
Gözyaşlarıyla gülümsemeler.
Uçmak, uçmak, uçmak.
Havaalanı suratlarımızın
Duyarsız, duygusuz
Kendiliğindenliğinde,
Yüzlerin
Bana dokunmayın
Donukluğu.
Uçmak, uçmak, uçmak
En tepede, havada
Hiçbir şeysiz
Malsız, mülksüz, sıfatsız
Herkes kendi yerinde
Herkes sessiz
Kimsesiz.
Uçmak
Biraz da
En dipte
Mezarda olmak.
Gündüz Vassaf (Yol Arkadaşım kitabından)
-----------
…
Gök diye bir şey vardı bir zaman
Sonsuz, engin mavi
Şimdi sünepe bulutların
Hasta köpekler gibi gezindiği
…
Ataol Behramoğlu (Kuşatma şiirinden)
-----------
Kuş Uçsa Gölgesi Kalır
Gülten Akın’ın şiir kitabının adı
-----------
Ruhta buluştuğunla
dünya gözüyle ayrı düşmek
sebepsiz, ölümsüz bölünmek
havaalanında kalmak gibi sanki
Acilen çıkış kapısına gelmem
rica olunmuş gibi
Reçel kavanozu misali gelen yolcudan, giden yolcuya
yaftalanmışım gibi
Sanki uçuşta süresiz gecikme
olmuş da kimseler özür dilememiş gibi
Yine kalabalıkların ortasındayım
Herkes herkesi itebilir
Çantaların böğre saplanma vaktidir
Kaç dilli anonslarda tek bir şey
anlaşılmaz
...
Sana kâinatı sunan var ya
Bak şimdi alçalmaya başladı
Omurgamı dik
kalbimi kapalı
duruma getirdim
ve giydim melamet hırkasını
Ne acı değil mi dön dolaş
Hep o aynı irtifa kaybı
Karin Karakaşlı (İrtifa Kaybı isimli kitabındaki Sıfır Sefer Sayılı Uçuş şiirinden)
-----------
…
Tesadüf bu ya, aynı kol saatinde durmuşuz
Sen, sabaha karşı kalkan bir uçaksın
Ben, geçirmeye gelmesem seni iyi olacak limited şirketi
Sen nasılsa kanatlarını kopartıp attın,
artık yalnız ellerinle uçacaksın
küçük İskender (Sessizlik Bantı şiirinden)
-----------
…
Sonra çıktım evden yürüdüm yürüdüm yeryüzü bitti
Gördüğüm ilk bara girip dans etmeye başladım
Kanatlarım yoktu Uçmaya Çalıştım.. Öyle.. Dans ede ede..
Çırpına çırpına..
Puşttum önceleri. Kuş oldum sonra.
Küçük İskender (Bu Defa Çok Fena kitabından)
-----------
Kurnaz zekâsını yeni sanatlara
Ve doğanın eserlerini geliştirmeye yöneltti.
Bir sıra tüyü düzenli biçimde dizdi.
Tüyler büyükten küçüğe sıralıydı.
Bir uçurumdaki çalılıkların yükseldikçe kalınlaşması
Veya köy flütünün farklı kamışlardan oluşması gibi.
Ortasında keten bir sicim.
Alt kökleri esnek balmumu birleştiriyordu.
Kanatları bitirince onları azıcık büktü
Ve ortaya kuşlarınki kadar güzel kanatlar çıktı.
Norman Foster – “Taking Flight” şiirinden (Daidalos’un oğlu Ikaros’la birlikte hapsedildiği labirentten kaçma girişimi)
****
Rüzgârı yaran çift kanatlı, güçlü beyaz uçak!
Kitty Hawk’taki Kill Devils
Hills’deki
Kum tepesinden havalandı ikiz Wright kardeşler.
Borayı büken Wright rüzgâr güreşçileri yönü buruna çevirdiler.
Sonra rüzgârın yamacından yana yatırdılar uçağı ve döndüler.
Kehanetlerle dolu metinlerden ne şifreler çıktı ortaya!
Yıldızlar arasında koşulacak yepyeni maratonlar!
Norman Foster- Building Sights: Boeing 747 (Wright kardeşlerin ilk uçuşunun anısına
*****
Uçuşlar uzadıkça
Wright kardeşlerin destekçileri arttı,
Girdikleri mahkemeler çoğaldı.
Geceleri, olmayan milyonları düşünmekten uykuları kaçtı
O milyonlar ki Kitty Hawk’ın sivrisineklerinden beterdi.
Reyner Banham
****
High Flight
Oh! I have slipped the surly bonds of Earth
And danced the skies on laughter-silvered wings;
Sunward I’ve climbed, and joined the tumbling mirth
of sun-split clouds, —and done a hundred things
You have not dreamed of—wheeled and soared and swung
High in the sunlit silence. Hov’ring there,
I’ve chased the shouting wind along, and flung
My eager craft through footless halls of air…
Up, up the long, delirious, burning blue
I’ve topped the wind-swept heights with easy grace
Where never lark nor ever eagle flew—
And, while with silent lifting mind I’ve trod
The high untrespassed sanctity of space,
Put out my hand, and touched the face of God.
19 yaşındaki Kanadalı pilot John Gillespie’ın II.Dünya savaşında İngiltere’de ölmeden birkaç gün önce yazdığı şiir.
****
Sevgim maviydi
Sığmadı
Taştı gökyüzüne
O.G.B.
Bir çift kanadım olsaydı
kızıl bulutlu ufkun ötesinden
yitip giderdim uzayda
- Ama buradayım.
O.G.B.
İlgilenenler için İngilizce birkaç havacılık şiirinin isim ve yazarları:
*Courage: Amelia Earhart
*The Aeroplane: Gordon Boshell
*The Bombers: Sarah Churchill
*Battle of Britain: Cecil Day-Lewis
*Flying Crooked: Robert Graves
*History of the Airplane: Lawrence Ferlinghetti
Elf 1 Ekim 2024 Salı 09:42
|
Muzaffer Çetingüç 30 Eylül 2024 Pazartesi 00:21
|