MENÜ
İstanbul 12/16
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
YOLCULUKTAKİ TEHLİKEYE DİKKAT
Havacılık Haberleri
2 Temmuz 2007 Pazartesi 18:20

YOLCULUKTAKİ TEHLİKEYE DİKKAT

Özellikle uçakta dört saatten fazla kıpırdamadan seyahat, sağlık açısından tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), özellikle uçakta dört saatten fazla kıpırdamadan seyahatin sağlık açısından tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.        
DSÖ tarafından yayınlanan araştırmaya göre, özellikle sık sık uçak yolculuğu yapan kimseler daha büyük tehlikeyle karşı karşıya bulunuyor ve dahası risk, seyahatin bitmesiyle bitmeyip bir ay kadar sürüyor.

Araştırma; otobüs, tren veya otomobilde dört saatten fazla hareket etmeden oturanların da aynı şekilde "emboli atma", yani pıhtının koparak damarı tıkaması riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Hareketsizlik yüzünden bacak damarlarında atan emboli, vücut içinde yolculuk yaparak akciğerlere geliyor ve kan dolaşımını engelleyebiliyor. Tıp dilinde "trombo-emboli" olarak adlandırılan bu olayın ilk belirtileri; ağrı, dokunma hassasiyeti ve rahatsız bölgede oluşan ödem olarak sayılıyor.
        
DSÖ uzmanları, pıhtının (embolinin) ciğerlere ulaşması halinde soluma güçlüğü ve göğüste ağrı ortaya çıktığını belirterek, tedaviye başlanmazsa ölüm tehlikesi belirdiğine dikkati çekiyor.
        
Araştırmaya göre, "emboli atması" riski altı binde bir gibi düşük bir ihtimal olmakla beraber şişman, kısa ve uzun boylu yolcularla irsi kan ve dolaşım rahatsızlıkları olanlar ve doğum kontrol hapı içen kadınlar daha fazla tehlike altında bulunuyor.
        
Dünyada yılda 2 milyara yakın insanın uçak yolculuğu yaptığını hatırlatan DSÖ uzmanları, "bunun, halk sağlığı sorunu olduğunu" vurguladı.

Milliyet

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 hakan güven
 19 Şubat 2017 Pazar 20:07
söz sahibi olabilecek kadar tecrübesi ve ehliyeti olan bir havacı değilim ama 1988'den beri içinde olduğum havacılığa her baktığımda tanışmanın bir türlü mümkün olmadığı rahmetli Murat Öztürk gibi bakıp aynı cümleleri senelerce amatör bir heyecanla her yerde yazıp zaman zamanda bunu ilgili makamlara göndermiştim. 1988'den beri gerçekten sadece bir arpa boyu kadar yol gitmişiz baktığımda. Koskoca Türkiye'de açılıp kapanan küçük birkaç meydanıda göz önüne alırsanız topu topu6-7 tane genel havacılık kullanımına yönelik meydan var. Hala İstanbul'da dahi kullanıma açılabilecek meydanlar varken (Tuzla,Yalova, Fatih ormanı yangın pisti vb) hava trafiğini bahane etmenin mantığını anlamak çok güç. ABD'de, Avrupa'da birçok büyük uluslararası hava limanının yanıbaşında küçük meydanlar doluyken, bahane pek inandırıcı gelmiyor. Hadi bunları da geçtim, amfibik genel havacılık için piste de gerek yok! Göller, göletler, deniz kıyıları bunun için son derece uygun ama dönüp dolaşıp şı açılmaz mevzuatlara, bürokratik engellere takılıyoruz. İş Üniversite havacılık birliklerinde! bir araya gelip, hedef ve projelerini koymak, klüplerle, derneklerle ortak hareket ederek bir yol açmak zorundasınız.
 Yorumcu
 13 Şubat 2017 Pazartesi 18:01
Bizde böyle. Hatta, sorumlular işe balıklama dalarlar, sonuç iyi olursa başarı onların, sonu kötü biterse takdir-i ilahi olur biter.
 AV
 13 Şubat 2017 Pazartesi 10:36
Kurum kuruluşun en tepedeki yöneticileri temennide bulunmaz gereğini yapar. Türkiye'de bu durum tersine işliyor.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule