MENÜ
İstanbul 24/31
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
SENDİKADAN ÜYELERİNE BİLDİRİ
Havacılık Haberleri
17 Temmuz 2007 Salı 17:59

SENDİKADAN ÜYELERİNE BİLDİRİ

THY ile yapılan görüşmenin ardından Hava -İŞ sendikası üyelerini bir bildiriyle gelişmelerden haberdar etti. İşte o bildiri...
Değerli üyelerimiz;

Bilindiği gibi sendikamız kurullarının aldığı karar çerçevesinde işverenin, 4 Temmuz itibarı ile verdiği resmi teklifi kabul edilmemiş ve 17 Temmuz 2007 saat 18.00 kadar işverenden yeni resmi bir teklif gelirse değerlendirileceği, ancak bu saatten sonra yeni bir teklif gelmediği noktada 20 Temmuz’da grev kararının her iki şirkette işverene tebliğ edileceği sizlere açıklanmıştı.

Ancak geçen dönemde yaşadığımız gibi şirketin en üst düzey yetkilileri Sayın Karlıtekin ve Kotil bu kararımızın netleşmesine saatler kala bir tarih ve saatte görüşme talebinde bulundu.

Sendikamız 11500 üyemizin sorumluluğu ile bu görüşmeye icabet etti ve temel taleplerdeki maddelerde bir yeni açılım olmadığı noktada sendikaca alınan kararın geçerli olduğunu bir kez daha bu toplantıda dile getirdi.

Bu çerçevede sendikamıza bu toplantı esnasında işverence yeni bir öneri verilmemiştir.

Sendikamız bu gün saat 18.00 kadar yeni bir teklife açık olduğunu tekraren bildirmiştir. Bu saate kadar bir gelişme olduğu takdirde üyelerimize açıklama yapılacaktır. Saygılarımızla.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 M.Çetingüç
 3 Nisan 2019 Çarşamba 14:48
Mert Bey Sondan başlayacak olursak, bence art niyetli veya kasıtlı bir tutum söz konusu değil... Bir alanda yapılacak eleman seçimi, o alanda eğitimi ve deneyimi olan kişiler eliyle yapılmalıdır diye düşünüyorum. Komando, çocuk bakıcısı, imam, astronot, psikolog, vs. meslek grupları için yapılacak işe alım test ve mülakatlarının farklı özellikleri olması gerekir. Hepsi için ayrı ve özel yöntemler olmasa bile pilot seçimi için bunlar mevcuttur... Deneyimli havacılardan (psikolog, pilot) oluşan komisyonlar oluşturulabilir...
 Mert Eroglu
 27 Mart 2019 Çarşamba 20:23
Degerli Hocam, yazdiklariniza katilmakla birlikte bizlerinde bu surecte sahit oldugu birkac sey daha eklemek isterim. Yetistirilmek uzere ilanina basvuran ve muhendislik disinda baska bir alanda okumus bir pilot adayina yillar once mezun oldugu bolumuyle ve gercekten ucuculukla ve psikolojisiyle bir parca bile alakali olmayan teorik derslerden mulakat sirasinda sorular yoneltmek ne kadar dogru? Amac urunu gelistirmek degil bagciyi dovmek ise ve bu asamalara gelebilecek potansiyeldeki insanlari bastan istemedilerse nicin en bastan lisans bolumlerine kisitlama getirmediler? Cok acik ve net art niyetli is yapiliyor.
 S.A.
 20 Mart 2019 Çarşamba 16:16
Right stuff her ne kadar bir film ismiyse de wrong stuff da bir kitap adıdır. Özellikle 1943 yılında artık bombardıman uçağı filolarına gönüllük esası değil zorunluluk esası ile personel alınmaya başlanınca Amerikan hava kolordusunun pilot ihtiyacı artar. Subay olma yaşı 20'ye düşer. Herkes avcı pilotu olma hayali ile başvurur ama çoğunluğu bombardıman uçağı pilotu olabilir. Elbette sızlansalar da bu görev yerine gelir.Aslında çok basit bir seçim kriteri vardır. Kavgacı, avcılık ile uğraşan lise veya üniversitede boks/amerikan futbolu yapmış öldürme iç güdüsüne sahip olanlar avcı pilotu yapılır. Bombardıman pilotlarının neredeyse 10 kişilik mürettebatı komuta edeceği düşünüldüğünden entellektüel becerilerine bakılır. Sanatla uğraşan, resim yapan, şiir yazan ve felsefi düşünme özelliğine sahip insanlar bombardıman uçağı pilotu yapılır. Savaş bittikten sonra bombardıman gruplarında görev yapanların pek çoğu roman, şiir vs kitap yazarı olur. Wrong stuff'da kendilerinin yanlış seçim olduğunu düşünen insanların hikayesini anlatan bir kitaptır. Gerçek kimin right stuff kimin wrong stuff olduğunu belirlemek hakikaten çetrefilli bir iş. Bu hem seçen hem seçilen kişi için öyle. Tarihi perspektifle 43 sonrası bombardıman uçaklarını tek pilotla uçurmayı tercih eden RAF ayrı bir meseledir. Uçuş eğitimi üstün başarıyla tamamlayan bir pilot tek başıma 7 kişinin sorumluluğunu alama deyip rasıt olmayı seçmiştir mesela.
 Cpt
 3 Mart 2019 Pazar 13:34
Yine neresinden tutsanız dökülüyor olduğumuz bir konuya parmak basmışsınız sevgili hocam. Uçuş okullarına ve şirketlere hangi parametrelerle kimlerin doldurulduğu konusu sadece paraya şirket ihtiyacına ve yakın ve kuvvetli bir referansının olup olmadığına endekslenmiş gibi görünmektedir. Deliller ise patates baskısı mühür ve imzalardan ibarettir. Yani görünürde herşey tam eksiksiz ve kuralına uygundur. Daha da vahimi şirketlerdeki bazı yöneticiler!!! 35 40 yıllık olup ta islerine gelmeyen beğenmedikleri kaptanları crm i bahane ederek dolayli yollarka cezalandırma yoluna dahi gidebilme hadsizliklerine soyunmaktadirlar ki bu hem easa kurallarına aykırı olduğu gibi bu islerin civisinin tamamen çıktığının da acik bir belirtisidir.. sonuç olarak kadıyı kadıya şikayet etme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır..
 M.K
 2 Mart 2019 Cumartesi 06:44
Çok güzel ve faydalı bir yazı olmuş kutlarım. Umarım daha önceleri yapılan hatalar yüzünden meydana gelmiş kayıplar artık yapılmaz. En derin selamlarımla.
 Ender GEREDE
 27 Şubat 2019 Çarşamba 13:02
Hocam ellerinize sağlık, çok yerinde ve faydalı bir yazı olmuş. Eskiden bizzat uçuş deneyimi de seçim sürecinin bir parçasıydı. Havacılık firmaları işe alım süreçlerinde üniversitelerden pilot olarak mezun olmuş adaylarını dahi çeşitli testlere tabii tutuyor, en azından işe alım görüşmeleri yapıyorlar. Üniversite sınavından yüksek puan almış kişilerin pilotluk için gerekli tüm becerilere sahip oldukları anlamına gelir mi? Ya da pilot olarak yetiştirilmeleri mümkün müdür? Seçim sistemi seçeneklerine göre pilotaj eğitim başarısı oranında bir değişim var mıdır? Bu tür sorulara akademik ortamlarda ve konunun hem uzmanları hem de eğitimcileri ile birlikte cevap aramakta fayda var diye düşünüyorum.
 Murat Özer
 26 Şubat 2019 Salı 10:14
Sayın Muzaffer Hocam, Yine çok anlamlı, çok güzel, yerinde ve bilgi dolu bir yazı yazmışsınız. Düşüncenize ve kaleminize sağlık. Sizin de yazınızın bütününde bahsettiğiniz gibi pilot seçimlerinde duygulara yer vermeden tamamen objektif ve bilimsel kriterlere göre seçim yapmak çok önemli. Ancak yakın zamanda IoT uygulamaları geliştikçe ve günlük hayatımıza iyice girmeye başladıkça savaş uçaklarının ve ticari yolcu uçaklarının da bundan etkilenerek artık insansız (Yani pilotsuz) olarak uçabileceklerini düşünüyorum. Özellikle askeri havacılıkta uçan pilot diye bir kavram kalmayacak. Yani gelecekte “pilot olmak için yaratılmış insanlar” ifadesi “IHA kullanmak için yaratılmış” ifadesiyle yer değiştirecek. Çocukların hayalinde “pilot olmak” diye bir düşünce olmayacak. Sivil havacılıkta da pilotluk mesleği yerini yavaş yavaş insanlara göre daha az hata yapan makinelere bırakacak. Bu nedenle yakın gelecekte pilot seçimleri ve seçim kriterleri de önemini yitirmeye başlayacak. Yakın gelecekte pilotluk uzun yıllar yapılacak stresli bir meslek olmaktan çıkarak, sadece hobi olarak düşünebileceğimiz, sportif havacılık için daha fazla insanın sahip olabileceği bir yeterlilik olacak. Yorumları okuyanlar olursa, onları da sıkmamak düşüncesiyle, orijinali aslında daha uzun olan bir yazımın paragraflarının sadece birinci cümlelerini alarak bu yorumu yapıyorum. Buraya da parmağımla çiziyorum, sakın silmeyin. İleride demişti dersiniz. Saygılarımla…
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule