MENÜ
İstanbul 24/29
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
PİLOTUNUZ YORGUN MU?
Havacılık Haberleri
30 Eylül 2011 Cuma 14:30

PİLOTUNUZ YORGUN MU?

Sivil Havacılık Akademisi (SHA) kamuoyunun dikkatini uçuş emniyetindeki riski artıran çok önemli bir gelişmeye dikkat çekiyor. SHA’nın uyarısı bir tık ötede…

Sivil Havacılık Akademisi’nin duyurusu şöyle:

TÜM UÇAK YOLCULARINA VE KAMUOYUNA

PİLOTUNUZ YORGUN MU? YORGUNLUKTAN ESNEMEYE Mİ BAŞLAMIŞ?

EĞER PİLOTUNUZ YORGUN İSE NEDEN UÇMAK ZORUNDA?

 

Sivil havacılığımızda, risk arttırıcı ve uçuş emniyetini son derece olumsuz etkileyecek bir gelişmeye ne yazık ki yeniden kamuoyunun dikkatini çekmek zorundayız.

Uçucu personelimizin, Avrupalı meslektaşlarının 12 saat olan çalışma süresine kıyasla çok uzun olan 14 saatlik çalışma süresini, baskıyla 2 saat daha uzatmaya zorlanmaktadır. Bu baskı tek başına bütün yolcuların can güvenliğini tehlikeye atacak bir gelişmedir. Yorgunluk, pilotlar üzerinde alkol etkisi gösterebilecek bir faktördür. Pilotunu yorgun olarak uçmaya, 16 saat çalışmaya zorlayan bir anlayış bizzat yolcularının yaşamını riske atmış olmaktadır.

Bir havayolumuz, geçtiğimiz günlerde yorgun olduğu gerekçesiyle görev süresini 14 saatten 16 saate uzatmayan kaptanına ceza vermek amacıyla “savunma” istemektedir. Yönergelere ve uluslararası kurallara göre uçuş emniyetini gözeterek, doğru ve yerinde bir kararla yapması gerekeni yapan personelin cezalandırılması, başlı başına bütün pilotları baskı altına alacak bir gelişmedir. Tek başına savunma istenmesi bile pilotlar üzerinde son derece olumsuz etki yaratmaktadır.

Bu bir mobbing (psikolojik baskı) örneği olmanın yanında, kendisini yorgun hisseden bir pilotun, bu korkuyla göreve devam edip kaza yapma riskini arttırdığı bilimsel bir gerçektir. Bundan sonra hiçbir pilotun özgürce uçuş emniyetini gözeten kararlar vermesi beklenemeyecektir.

Bu konunun ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece geçtiğimiz yıllarda meydana gelen ve aşağıdaki dipnotta özetlenen olaylara bir göz atmak yeterlidir. Bu olaylardan açıkça görüleceği gibi, kokpitte çok yorgun olan her iki pilotun da yorgunluğa mağlup olup uykuya dalabildiği, ayrıca yorgunluk nedeniyle uçuş esnasında ve inişte ciddi hatalar yapma olasılığının arttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Havacılık kültürü ve bilgisi sınırlı yöneticiler ve uçuş emniyetinden sorumlu yöneticiler bütün bu olasılıkları çok iyi bildikleri halde, makam aşkından bu gibi yanlış kararlar alabilmektedirler.

Gerek insanlarımızın olası felaketlerden korunması, gerekse sivil havacılığımızın gelişmesi ve emniyetle yapılabilmesi adına “savunma alınarak cezalandırma” yoluna gidileceğini düşündüğümüz hatadan bir an önce geri dönülmesini, yetkili makamların gerekli denetimleri etkin biçimde yapmalarını, insanlarımızın canını ve malını maruz kaldığı tehlikeden korumalarını talep ediyoruz. Yapılan hatadan geri dönülmemesi, SHA olarak sivil havacılık sektörümüzde görmeyi hedeflediğimiz mutlak bir uçuş emniyeti kültürü ve dolayısı ile Adil Kültür (Just Culture) esaslarına da kesinlikle aykırıdır.

Bu tehlikeyi kamuoyunun dikkatine sunuyor ve bütün meslek kuruluşlarını duyarlılığa davet ediyoruz.

 

SİVİL HAVACILIK AKADEMİSİ

 

1.     12 Şubat 2009 tarihinde Amerika'da Colgan havayollarına ait bir Commuter uçağı pilotların aşırı yorgunluğu ve eğitim zafiyetleri nedeniyle 50 yolcusuyla düştü. Bu kaza nedeniyle Amerikan Meclisi, pilotların uçuş saatleri ve dinlenme süreleri üzerine çok yoğun bir mesai yaptı ve “yorgunluk risk yönetim sistemi” konusunda çalışmalara başlandı.

 

2.     20 Haziran 2008 tarihinde Hindistan Mumbai’ye gitmekte olan Air India’nın pilotları aşırı yorgunluk nedeniyle uykuya dalınca, uçak yoluna devam ederek ineceği havaalanını 359 mil geçti. Hava trafik kontrolörlerinin bu zaman içinde sürekli yaptıkları uyarı sinyalleri üzerine uyanan pilotlar uçağı, -yakıtının yeterli olması sayesinde- geri dönerek inecekleri destinasyona indirmeyi başardı.

 

3.     13 Şubat 2007 tarihinde Amerika’da Honolulu'dan kalkan Go Havayolları’na ait bir Bombardier 900 tipi uçak, inmesi gereken Hilo havalanını geçerek Pasifik Okyanusu’nun sonsuzluklarına doğru uzaklaşmaya başladı. Kontrolörler uçağın ineceği havaalanına uğramadan Pasifik’e doğru uzaklaşması ayrıca radyo mesajlarına cevap vermemesi üzerine korkuya kapıldı. Bu arada yolcular ve diğer mürettebat kaygısız bir şekilde emin ellerde olduklarını düşünürken, otomatik pilottaki uçağın pilotları ise mışıl mışıl uyumaktaydı. Uçağın Hilo Havalimanı’na yaklaşırken bulunduğu 21 bin feet’ten alçalmaya başlamaması üzerine hava trafik kontrolörleri pilotları uyarmak için radyo ile aramaya başladı. Uçak havaalanını geçip uzaklaşmaya başlayınca durum şirketin operasyon bölümüne aktarıldı. Telaşa kapılan şirket personeli, derhal kendi frekanslarında pilotları aramaya başladı. Hoparlörlerden artarda gelen anonslar sayesinde kaptan uyanabildi… Eğer pilotlar uyanamasaydı, uçak yakıtı bitene kadar uçacak ve sonunda okyanusa düşecekti.

 

4.     15 Mart 2010 tarihinde Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki Kastrup Havaalanı'ndan kalkıp Stockholm Arlanda Havaalanı'na giden İskandinav Hava Yolları'na ait B-737 tipi yolcu uçağının kaptan pilotu, ikinci pilot tuvalet için kokpitten ayrılır ayrılmaz kokpitte uykuya daldı. Tuvaletten dönüp kokpite geçmek isteyen ikinci pilot, derin bir uykuya dalan kaptanı uyandırmakta büyük güçlük çekti. Adı açıklanmayan kaptan pilot raporunda, aynı gün 5 bacaklı uçuş programı olduğunu, 4. bacakta Kopenhag - Stockholm uçuşunu yaptığını ve yoğun çalışma programından dolayı uçuşlardan önce sadece 3,5 saat uyuma olanağı bulduğunu belirtti.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Kaptanları dinlemiyorlarmı
 3 Ekim 2011 Pazartesi 17:55
SN. Engin kaptan aylık uçuş programından bahsedince düşünür oldum. bir aylık uçuş programı hazır ise; planlayan, onaylayan ve uygulayanın uçuştan çok önce bu sorunu gidermeleri gerekmezmi idi. Yoksa kaptan feryat ediyorda kimse dinlemiyormu ?
 Havacı
 2 Ekim 2011 Pazar 13:50
Akademiyi bu soruna sahip çıktığı için kutluyoruz. Sanırım sıra TALPA'da. Derneğimiz bu konuda ne yapıyor?
 Engin Aksüt
 1 Ekim 2011 Cumartesi 23:42
Meraklilari icin: ICAO Doc 9966 FRMS talimatini Sivil Havacilik Akademisi Sitesinden asagidaki linki kullanarak Inglizce olarak indirebilirsiniz. (http://www.sh-akademi.org/rapor-ndir/file/13-icao-doc-9966.html)
 Engin Aksüt
 1 Ekim 2011 Cumartesi 23:30
ICAO, Ulkelerin Havacilik otoriteleri icin yeni hazirlamis oldugu DOC 9966 FRMS, Fatigue Risk Management System, Yorgunluk Risk Yonetim Sistemi talimatinda Pilotlarin emniyetli bir sekilde ucma sorumlulugunu Hem sirketlere hem de pilotlara ortak olarak paylastirmaktadir: Her havayolu, pilotlarinin emniyetli bir sekilde ucmalarini saglayacak ucus programi ve dinlenme olanaklari saglarken pilotlar da kendilerine verilen dinlenme imkanlarini en iyi sekilde kullanacak. Yorgunluk ne yazik ki kolay bir sekilde olculebilen bir olgu degildir. Bu nedenle gorev sorumluluklarinin farkinda ve bilincinde oldugu kabul edilmesi gereken bir pilot kendisine FRMS ruhu icersinde saglanan dinlenme olanaklarini en iyi sekilde kullanirken, yine FRMS ruhu icersinde kendisine verilmis olan aylik ucus programini emniyetli bir sekilde ucar. Bu denge kuruldugu taktirde bugun yasanan sorunlarin cogu kendiliginden cozulecektir. Bunlarin yaninda tabii ki SMS, Adil kultur, Rapor yazma ve sirket kulturu de gerekir.
 Talpa ne diyor bu hususta?
 1 Ekim 2011 Cumartesi 21:56
Meşhur pilot örgütü Talpa ne diyor bu hususta? Tek bir yorum, tepki yok Talpa'dan. Üyelerinin bu şekilde uçmasına göz yuman Talpa'nın bu konuda sorumluluğu büyük. Bu yorgunluk nedeniyle bir kaza olursa, sorumlular arasına Talpa'yı da dahil etmek gerekir.
 Yolcuya cevap
 1 Ekim 2011 Cumartesi 21:53
Pilotlarını, yolcuların hayatını ve servetini riske sokarak, insan vücudunun dayanabileceği limitler üzerinde uçmaya zorlayarak, üç beş dolar daha fazla kazanmaya çalışan havayolu ile uçmayarak birinci derecede mücadele edilebilir. Yolcular olarak her uçuş öncesi check-in sırasında uçuş ekibini ve uçuş görev süresinin ne olduğunu sormaya başlayın. Gerekirse ve yapabilirseniz uçağa adımınızı atarken, karşınızdaki kabin görevlisine pilotların uçuşa emniyetli ve uygun olup olmadığını sorun. Hep beraber tüketiciler olarak, havayolunun ve mürettebatının güvenilirliğini sorgulayalım. Gerekirse uçaktan inmek istediğimizi söyleyelim. Otobüse binerken, şoförün yorgun mu, uykusuz mu olduğunu görebiliyoruz. Uçak kaptanı neden yolcuları girişte karşılamıyor, ne kadar dinlengin, enerji dolu ve güven verici olduğunu göstermiyor? Otobüs şoförlerini terminal çıkışında trafik polisi (çalışma karnesine, ehliyetine, takografa bakarak denetliyor). Uçak pilotlarını uçuş öncesi denetleyen var mı?
 kpt
 1 Ekim 2011 Cumartesi 09:01
Odun, demir, meyve sebze vs vs taşıyan kamyon şöförleri için günlük direksiyonda kalma süresi (devamlı olmayacak şekilde) max 9 saat iken, 200-300 insan taşıyan havayolu kaptanlarının 14 (SKPK ile 16) saat çalışmasının YASAL olması traji komik bir durum!!!
 en çok 8 saat olmalı
 30 Eylül 2011 Cuma 19:16
14 saat korkunç bir süre ,insanın tabiatına aykırı. Bu havacılık kuralları 1. dünya savaşı sırasındamı yazıldı!?
 yolcu (......devamı)
 30 Eylül 2011 Cuma 16:09
Ayrıca en önemli konu; 11 saat rötar yaşanmış ,bu süreçte kaptandan önce yolcuların kaptanla hemfikir olup, kendilerine düşen girişimleri yapması gerekirdi. tabiiki rötar olmasaydı yolcularda bihaber kaderlerine uçmuş olacaktı.....
 yolcu
 30 Eylül 2011 Cuma 15:43
Yolcu olarak nasıl bir yaptırım içine girebiliriz , yolları nelerdir. Kaptanların yorgun olduğunun - uçuş görev sürelerinin üzerinde uçurulduğunun denetimini nasıl yapacağız, ne yapmalıyız, nasıl yardımcı olabiliriz...
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule