MENÜ
İstanbul 14/21
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
HAVADA SÜT KRİZİ
Havacılık Haberleri
5 Haziran 2007 Salı 12:11

HAVADA SÜT KRİZİ

Güvenlik gerekçesiyle sadece bir biberon dolusu kabine süt alabilen Nurhan Özçatalbaş, uçakta oğlu süt isteyince zor anlar yaşadı. Sütü biten 3 yaşındaki Onur Özçatalbaş, “ Uçağı durdurun, süt içeceğim” diye ağladı.
Oglu Onur ile birlikte Almanya'nın Hannover kentinden dönen Nurhan Özçatalbaş, uçakta süt yüzünden zor anlar yaşadı. AB ülkelerinin uyguladığı `uçaklara sıvı ve kimyasal madde almama' kararı nedeniyle Hannover Havalimanı'ndaki güvenlik görevlileri sadece biberondaki sütün uçağa girmesine izin verdi, Nurhan Özçatalbaş'ın elindeki süt kutusunu çöpe attı. Uçağa bindikten bir süre sonra Onur sütünü bitirdi. Hosteslerden süt isteyen Özçatalbaş'a olumsuz yanıt verildi. Uykusu gelen ama süt içemediği için uyuyamayan Onur da "Uçağı durdurun, süt içeceğim" diye ağlamaya başladı. 3.5 saatlik uçuşun büyük bölümünü Onur ağlayarak geçirdi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 murat ustok
 7 Aralık 2014 Pazar 21:49
ölümün hangi şekli olursa olsun kabullenmek gerçekten zor. biz havaalanında hertürlü müdaheleyi yaptık diyip de kameradaki görüntülerini izlerken babanızın yerde 10 dakika nefes almak için çırpındıgını görmek ve hiç bir şekilde müdahele edilmedigini izlemek daha da acı oluyor. Bu işin sonu nereye varırsa varsın peşindeyiz ve takipçisi olucaz...
 hakiki vatandaş
 29 Kasım 2014 Cumartesi 19:45
Sağa sola sponsor olacaklarına şu işlere bir el atsalar.....
 M. Çetingüç
 27 Kasım 2014 Perşembe 13:02
Aysun Hanım, babanızın vefatı için teselli sözü bulmak çok zor; metanet diliyorum. Tabii ki adalet gerekeni yapacaktır. Belki siz de tahmin ediyorsunuzdur, kalp krizlerinin çoğunda ani ölüm oluyor, o doktor o dakikada babanızın başında olsaydı da belki çok fazla yardımcı olamayacaktı. Ama ben de sizin yerinizde olsam, babam olecekse de başında bir doktorun olmasını ve acil müdahale etmesini isterdim, buna rağmen elden birşey gelmiyorsa tevekkül gösterirdim. O doktorun oraya görevlendirilmesinin amacı da bu ilk müdahaledir zaten. Havaalanı müdürünün sözleri hiç de teselli edici değil, olayı örtme çabasından ibaret. Bize düşen ne ise yanınızdayız.
 
 27 Kasım 2014 Perşembe 12:50
Bir dinleyen olsada anlatsak
 Aysun Üstok
 25 Kasım 2014 Salı 23:24
Bu olayı yaşayan ve bu olaydan sonra artık yaşayamayan kişi benim babam.. dayımın (Uğur Apiş) anlattıklarında abartma yok aksine eksiklikler bile var.. biz babamı 20 ekim 2014 pazartesi akşamı saat 20:25 te servise güle oynaya bindirdik, yolcu ettik ve ne yazık ki aynı gece saat 22:45'te acil servis doktorları bize kesin ölümünü bildirdiler ve cenazemizi teslim aldık.. kahroluyorum çünkü babamın rahatsızlandığı saatlerde hatay havaalanında nöbette olması gereken doktor Hüseyin Aksoy nöbet yerinde değil havaalanı sınırları içerisinde bile değil (ki bizzat kendisiyle konuştum daha sonra kızı ateşlendiği için ayrıldığını söyledi ama benim babam öldü), havaalanı müdürü Metin Keskinöz'le görüştüğümde bana babamın rahatsızlandığı zamanla ilgili çok farklı bir senaryo anlattı ve kullandığı ifadeler aynen şunlar: "takdiri ilahi, yapacak birşey yok, burası hastane değil acil servis değil, zaten buradaki doktorun görevi burada hastalanan kişilere bakmak değil kaza kırım doktoru yani bir uçak düşerse şayet düşen uçaktaki yolcuları bu ölü-bu ağır yaralı-bu hafif yaralı diye ayırmak o doktorun görevi" vs... zaten sonrasında ben görüntüleri izlediğimde şunu da anladım ki ne havaalanı müdürü Metin Keskinöz ne de doktor Hüseyin Aksoy zahmet edip olayın sonrasında o görüntüleri bile izlememişler... gerçi muhtemelen şimdilerde artık bir soruşturma gündemde olduğu için izlemişlerdir bir soru sorulursa bari cevap verebilelim düşüncesiyle... söylenecek o kadar çok söz, edilecek o kadar çok beddua ve küfür var ki dilimde ama boğazım düğümleniyor, yutkunuyorum, sallıyorum dilimi... o adamların sorumsuzluğu yüzünden annem 38 yıllık eşini, hayat arkadaşını kaybetti; ben ve kardeşim babamızı kaybettik ve benim 3 yaşındaki kızım çok düşkün olduğu dedesini kaybetti (ki hala sorduğunda dedesini ironik bir şekilde kuş oldu kızım diyoruz)... bu işin sonu nereye giderse gitsin peşini bırakmıcam.. bu ülkedeki ahbap çavuş ilişkileriyle şekillendirilen görev dağılımı ve bu şekilde görev alan cahil, insanlıktan nasibini almamış, sorumsuz kişilerin saltanatı sürmemeli artık... artık herkes görevini kusursuz şekilde yapmalı, yapmayanlar da gereken şekilde cezalandırılmalı.. bu olayı sitenize taşıdığınız için teşekkür ederim size ve umarım siz de bu olayın takipçisi olmak konusunda en az benim kadar hassas ve inatçı davranırsınız... kolay gelsin...
 yolcu
 23 Kasım 2014 Pazar 17:35
Bol doktorlu uçuşlar istiyorum.........
 İbrahim H Çağlayan
 23 Kasım 2014 Pazar 10:20
Bu kadar vurdumduymazın yaşadığı bir ülkede insanlar, uçakta sağlık sorunu yaşayanlarla, eğer o kişi kendileriyle ilgilenirler. Ben de bir THY uçuşunda arka sıramdaki yolcunun giderek bilincinin kapandığını gördüm. Kabin görevlileri doktor aradılar, yoktu. Defibrilatör varmış galiba onu kullanmayı düşünmeye başladılar. Yalnız ben hastanın şeker hastası olabileceğini düşünerek kendisine acilen şerbet yapılıp içirilmesini ve kan şekeri sayımı yapılmasını önerdim. Hasta beş dakika kadar sonra kendine geldi. Sabah ve öğle yemeği yiyecek zamanı olmamış, ama bu vesileyle şeker hastası olduğunu öğrenmiş oldu. Kabin ekibi mi? Kabin amirinin çabuk doktor anonsu yap dediği hostes heyecandan anons yapamadı, amir kendisi yaptı. Yani sözün kısası, siz siz olun uçakta ve meydanda hastalanmayın!
 Uğur APİŞ
 13 Kasım 2014 Perşembe 21:58
Hatay Havaalanındaki sorumsuzluğu ve bu sorumsuzluk sonucu yaşadığımız acıyı ve benzer olayları, yapılması gerekenleri köşenizde ve bu sitede gündeme getirerek bütün dünyaya duyurduğunuz için teşekkür ediyoruz, biz konunun hukuki takipçisi olacağız ve gereken girişimlerde bulunduk, umarım bundan sonra özellikle ülkemizde sorumlular bu tip olaylardan ders alırlar ve sorumluluklarının gereğini yerine getirirler ve insanlar yapılan sorumsuzluklardan dolayı acılar yaşamazlar. Saygılarımla.
 Uğur APİŞ
 13 Kasım 2014 Perşembe 22:01
Ayrıca bu yaşadığımız olayı unutturamayacaklarını da sorumlular bilmeli ve Hatay Valiliğimizin - Hatay Cumhuriyet Savcılığımızın işin üzerinde ciddiyetle ve hassasiyetle durduğuna da inanıyoruz.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule