MENÜ
İstanbul 12/18
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
GREVDEN KİM ZARAR GÖRÜR
Havacılık Haberleri
8 Ağustos 2007 Çarşamba 07:56

GREVDEN KİM ZARAR GÖRÜR

THY, “grev oylaması” nedeniyle medyanın ilgi odağı olmaya devam ediyor. Milliyet yazarı Taha Akyol da grevden en büyük zararı THY ve THY çalışanlarının zarar göreceğini öne sürdü.

Hava yollarında grev?!


TÜRK Hava Yolları'nda grev oylaması yapılıyor; yarın akşam sona erecek. Grev kararı çıkarsa ben bundan şahsen hiç zarar görmem; çünkü seyahatlerimi özel hava şirketleriyle yaparım.
THY iç ve dış hatlarda günde 70 bin yolcu taşıyor! Grevin adı bile birkaç milyon yolcuyu hemen yerli ve yabancı rakip hava yolu şirketlerine yöneltecektir!
Bilet rezervasyonları iptal edilecektir.
Grev olursa THY'nin uçuşları gibi THY bağlantılı bütün dış uçuşlar iptal edilecek, turizm ve Türk ekonomisi ağır bir darbe yiyecektir.
Milyonlarca insan perişan olacak, sıkıntı çekecektir.
Ama en büyük zararı kim görecek? THY ve THY çalışanları!
Üstelik grev çıkarsa, lokavt da uygulanacak!
Grev en çok kimlere yarayacak? Rakip yerli ve yabancı hava yolu şirketlerine!

Kıyasıya rekabet
Hava işletmeciliği külfetli ve yüksek maliyetlidir. Uluslararası çapta kıyasıya bir rekabet de yaşanıyor. Katar Airways gibi yükselen şirketler var. Ama Olimpic Havayolları battı, SAS battı!
Rekabet gücü kazanması için özelleştirilmek istenen Al Italia'ya alıcı çıkmadı! İtalyan hükümeti kapatmaktan bahsediyor!
Peki THY batsın mı, yükselenler arasındaki yerini korusun mu?
Öyle bir dünyadayız ki, Alman Lufthansa, 2004 yılında anlaşma suretiyle, personel çıkarmama karşılığında maaş indirimine gitti!
Kıyasıya rekabet dünyasında THY büyüyen, başarılı bir şirkettir.
Uçuş güvenliği bakımından, JAA MAST adlı uluslararası kuruluş, üç ay denetim yaptıktan sonra THY'nin "teknik bakım ve onarımda en yüksek performansla faaliyet gösterdiğini" açıkladı.
Sendika ise, çıkar için değil de sanki uçuş güvenliğini artırmak için grev istiyormuş gibi göstererek kamuoyu desteği kazanmak amacıyla yayımladığı "Önce Uçuş Güvenliği" başlıklı ilanda, THY'de bir uçuş emniyeti sorunu varmış gibi izlenim oluşturdu!
Dünyanın en emniyetli uçuş şirketlerinden biri olan THY'yi, hiçbir teknik veriye dayanmaksızın, emniyet açısından sorunluymuş gibi göstermek, akıl almaz bir sorumsuzluktur.

Hangi sendikacılık?
Türkiye 'militan sendikacılık' anlayışını 12 Eylül öncesinde DİSK'le yaşadı.
İktidarlar DİSK'i KİT'lere sokmadıkları için KİT'lerde Türk-İş örgütlenmişti.
DİSK'in örgütlenebileceği alan özel sektördü ve DİSK'in "sınıf savaşı" ruhuna da uygun düşüyordu. DİSK "uzlaşmaz sınıf sendikacılığı" diyerek uzun, tahripkâr grevler yapıyordu o zaman.
Ama bugün DİSK, Türkiye'nin en rasyonel ve verimli çalışan sendikalarından biridir. Bir özel sektör firmasında DİSK'in grev yapıp eskisi gibi işyerine zarar verdiğini gören var mı?
Şimdi grevleri, iş yavaşlatmaları KİT'lerde 'sağcı' Türk-İş yapıyor! O da giderek azalıyor.
Eskiden kol gücü için bir hak arama kurumu olan grev, teknik ve büro hizmetlerinin öne geçtiği çağımızda artık sahibine zarar veren demode bir silahtır. Tipik örnek 1995'teki Havaş grevidir...
Sendika, Havaş'ta grev kararı alacağını ama grev uygulaması yapmayacağını söylemişti! Halbuki 128 gün grev yaptı! Buna para matbaası olsa dayanamazdı...
Mecburen Havaş satıldı, çökertilmiş bir işletme olduğu için çok sayıda eleman işten çıkarıldı!
Çağımızın acımasız yarış ortamında THY çalışanlarının kendi ayağına kurşun sıkmayacağından eminim.

 

Taha AKYOL-Milliyet

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
  Kuşatıldık Ey Halkım
 10 Haziran 2012 Pazar 21:36
Bu da takkesiz liboş yorumu, anlayana...
 ipiinin ucu iktidarda olanın...t-aha...
 9 Haziran 2012 Cumartesi 19:04
Sendikayı sonuna kadar eleştirme hakkını işçi olarak kendimde görüyor ve eleştiriyorum da. THY'den atılan işçilerin mağduriyetinin sorumlusu en az işveren kadar sendikacıların işçiden kopuk ve sorumsuz davranışlarıdır. Ancak, sayın yazar hiç samimi değil! Savunduğu şey şudur...! Sendikal örgütlenmelere izin verilmemeli ve kölece çalışma koşulları oluşturulmalıdır. Patronlar, onlara herşey serbest. Hükümet gün gelir sendikaların dinen caiz olmadığını da söyleyip, muhalefet partileri ve eleştiren gazetelerin kapatılmasını dayatırsa, acaba ne diyecektir?
 MEHMET
 9 Haziran 2012 Cumartesi 14:55
Eh baba olucakları yazmışsın ama kimse dinlememiş.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule