MENÜ
İstanbul 15/19
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
25'ER BİN DOLARI KABUL ETMEDİLER
Havacılık Haberleri
18 Ocak 2008 Cuma 08:15

25'ER BİN DOLARI KABUL ETMEDİLER

Isparta'da 1,5 ay önce 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasının ardından, Atlasjet'in, yakınlarını kaybedenlere önerdiği 25'er bin dolarlık tazminat kabul görmedi.

Isparta'ya gelerek vekalet alan şirketlerden ABD'li Wisner Law'ın temsilcisi avukat İlhan Işık, 57 aileden yarısının vekaletnamelerini verdiklerini tahmin ettiklerini, kalanları da araştırdıklarını belirtti. Işık, ilk olarak ABD'de uçak yapımcısı Boeing ile birlikte uçağın elektronik kontrol sistemlerinin yapımcısı firmalarına, ardından da İngiltere'de sigorta şirketlerine dava açacaklarını söyledi.

ABD'de bu tür davaların hukuk şirketleri aracılığıyla takip edildiğini kaydeden Işık, "Bu davalar zor ve güçlü davalardır. Bilgilerini, güçlerini, tecrübelerini paylaşan ihtisaslaşmış hukuk şirketleri tarafından havayolu şirketlerine karşı mücadele verilir. Türkiye'de ise bu hukuk şirketleri henüz yeni gündeme gelmektedir. Bunun için hiç kimse çıkıp ailelerin davasını üstlenmemiştir." dedi.

İngiliz hukuk şirketleri ile ortak çalışan Kaya Partners Hukuki Danışmanlık Şirketi'nin sahibi Vahit Kaya, Isparta'daki altı aile ile bu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Kaya, ilk planda sigorta şirketi ile masaya oturmak için bilirkişiye rapor hazırlattıklarını, 400 YTL ile 1,6 milyon YTL arasında rakamlar çıktığını söyledi.

 

Aileler: Kafamız karışık, birtakım soru işaretleri var

 

Kazada oğlunu kaybeden Ömer Çaylı hiç kimsenin kendilerini arayıp sormadığını ve hukuki destek vermediğini dile getirdi. Çaylı, "Atlasjet'in gönderdiği 25 bin dolarlık ibranameyi aldık. Parayı almadık, bazı tereddütlerimiz var. Kafamız karışık, kime inanacağımızı bilmiyoruz." dedi. Mağdur ailelerden Cihan Zengi de dava süreci ile ilgili bir gelişme yaşanmadığını; ancak sigorta ve hukuk şirketlerinin akınına uğradıklarını söyledi. En son ABD'li Wisner Law isimli hukuk şirketinin gelerek kendisiyle görüştüğünü kaydeden Zengi, "Herkesin bir beklentisi var. Benim beklentim de suçluların bir an önce bulunup cezalandırılması." dedi. Kaza mağdurlarından Süreyya Yiğitbaşı ise ABD'li Ribbeck Law Hukuk Şirketi'ne vekaletname verdiğini, ilk davanın bugün görüleceğini öğrendiğini söyledi. Yiğitbaşı, Türkiye'de hiçbir yetkilinin kendilerine bilgi vermemesinden yakındı. Öte yandan Isparta Barosu'nun ABD'li Ribbeck Law Hukuk Şirketi hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan tahkikat devam ediyor.

 

Mesut Mercan-Zaman

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gereksiz'e
 13 Mayıs 2024 Pazartesi 12:43
Oruç tutmak en kısa anlatım şekli ile kişinin iradesini, nefsini terbiye etmesi ve aç kalan kişilerle empati kurmasıdır. Ancak vücudun uzun süre susuz kalması ile pilotluk mesleği bağdaşmamaktadır. Bir pilotun muhakeme kabiliyetini, reflekslerini ve pilotluk performanısını uçuş emniyetini en yüksek seviyede tutatcak şekilde devam ettirebilmesi için uçuş sırasında daha da ihtiyacının aratacağı "Su" içmesi gerekir. Bir pilot sağlıklıdır ki mesleğini icra eder. Dolayısı ile de sağlıklı olduğunu oruçla göstermek zorunda değildir. Dini bir vecibeyi yerine getirmek adına bir pilotun saatlerce susuz kalıp pilotluk becerilerini kaybetmeye başlamasıyla seyahat eden insanın can emniyetini tehlikeye atma sorumsuzluğunu hiç bir din anlayışı destekleyemez. Bugün pilotlarına orucu yasaklayan diğer islam ülkelerinden dini bilimin önüne alarak daha da geri kalmış olduğumuz ne yazık ki bir gerçektir.
 Muzaffer Çetingüç
 13 Nisan 2024 Cumartesi 23:27
Sayın 'Gereksiz', Bu makalenin yazarı 50 yıl önce Uçuş Hekimi brövesi alarak 24 yıl Hava Kuvvetlerinde ve GATA'da görev yapmış; pilotaj muayeneleriyle uğraşmış, havacılık tıbbı konularında araştırmalar ve yayınlar yapmış, yurt dışı eğitimlere ve kongrelere katılmış, uçuş hekimliği ve havacılık psikolojisi kurslarında öğretmen olarak bulunmuş birisidir. Son 24 yıldır da sivil havacılık tıbbı alanında faaliyet gösteren bir Derneğin başkanı olarak kongreler, çalıştaylar, vs tertiplemekte, akran destek programları yönetmektedir. "Oruç konusuna takık" gibi kaba bir tanımlama yapmadan önce, bu sayfanın altıda yer alan 'Diğer Yazıları' düğmesini tıklamış olsaydınız, yazarın "uçuş emniyetine takık" ve tüm risk unsurlarına "kafa yoran" bir kişi olduğunu fark edebilirdiniz. Ömrünü uçuş ekiplerinin yorgunluğu, alkol, ilaç kullanımı, hipoksi, böbrek taşı, G kuvvetleri, karar verme, inkapasitasyon, CRM, uzay, vs. konularına adamış, kitaplar yazmıştır. Danıştığınız doktor arkadaşlarınızın uzmanlık alanları nedir, havacılık tıbbı ve fizyolojisine dair bilgileri nedir bilmiyorum. Ama bilgi ve deneyim altyapısı olmadan söylenen sözler sizin referansınız olmamalıydı diye düşünüyorum. Pilot olduğunuz anlaşılıyor; en son cümleniz bilime kılıç çekmek gibi...
 Gereksiz
 11 Nisan 2024 Perşembe 17:30
Gereksiz şekilde oruca takık bir adamdnız. yazıların referansları bilimsel deyil. oruç üzerine en az 3-4 tıpçı arkadaş ile görüştüm.çok ciddi kaynaklar gösterdiler sonuç hiçde dediğiniz gibi deyil. Bir de fetva gösterme zahmetinizde bulunmuşsunuz, biraz kafası basan pilot zaten fetva ile uğraşmaz. kendi çıkarımını kendi yapar hacıya hocaya ihtiyacımız yok. sözün kısası sağlığı yerinde olana oruç daha fazla dinçlik katar nokta.
 Uzm.Dr. Dijan Ertemir
 3 Nisan 2024 Çarşamba 12:27
Muzaffer Hocam, hemen her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan vesilesiyle oruç ve uçuş emniyeti konusunu çok detaylı olarak ve bilimsel temellere oturtarak ele almışsınız, elinize sağlık. Umarım yazınız tüm uçuş ekiplerimizce ve Sivil Havacılık Otoritemizce değerlendirilir. Hocamızın yazısında anlattığı üzere, orucun kan şekeri, tansiyon düşmesi ve dehidratasyon gibi etkilerine bağlı olarak, oruç tutan kişilerde uykululuk, yorgunluk, huzursuzluk, sinirlilik, dikkat hataları, odaklanma güçlüğü ve diğer bilişsel işlevlerde bozulma olması çok mümkündür. Bu sorunlar elbette uçuş emniyetini olumsuz etkiler.
 Ahmet
 1 Nisan 2024 Pazartesi 07:47
Bu işe sağlıkla hiç Alakası olmıyanların degil. Tıbbi otoritenin kararı daha doğru olur Dinde zorluk YOK
 Mustafa
 31 Mart 2024 Pazar 10:20
Kalemine sağlık hocam , ne güzel anlatmışsınız. Bencede Önemli görevleri icra eden herkesin yaşam tarzına , beslenmesine çok dikkat etmelidir. Günlük normal bir ofis ysşamında bile uykusunu almış , kahvaltısını yapmış huzurlu bir şekilde ile gelen kişi ile akaşamdan kalma aç bir çalışan arasında dağlat kadar fark vardır. Pakistanda bile uçucular için oruca kural konulurken , ülkemizde hiç bir şekilde kale bile alınmaması düşündürücüdür.
 Eyup Turşucu
 30 Mart 2024 Cumartesi 21:31
Sevgili Muzaffer Hocam, Siz bu konuda teknik bir insansınız ve insan fizyolojisinin oruç esnasında karşı karşıya kaldığı tüm riskleri en iyi bilenlerdensiniz. Uçuş emniyeti konusunda yıllarca çaba sarfetmiş bir kişi olarak bu kadar ciddi bir olumsuzluk için bilhassa yöneticileri bilgilendirmeye çalıştık ama maalesef başarılı olamadık. Burada görev Otoritenin, kesin olarak uçuş saatlerinde oruç tutulmaması konusunda talimat yayınlaması gerekir. İstenmeyen bir durum yaşanırsa bu sorumluluk kesinlikle Otoritenin olacaktır. Emniyetli yarınlara
 Dr.Öğr. Üyesi Asli YILMAZ
 30 Mart 2024 Cumartesi 13:45
Kıymetli Hocam, bu kadar önemli ve kritik bir konuyu çok büyük hassasiyet ile yazmışsınız. Keyifle okudum..??Ellerinize emeklerinize sağlık ????
 Mustafa Orhan Acu
 30 Mart 2024 Cumartesi 10:35
Sayın hocam, yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Herşeyi tüm çıplaklığıyla en yalın bir şekil de anlatmışsınız. Bu anlattiklarinizin üzerine açıklama yapmayı bilgi, tecrübe sahibi olan insanlara saygısızlık kabul ederim. Hayatta satın alınamayacak tek şeyin tecrübe ve deneyim olduğunu çok iyi bilen birisiyim. Havacılıkta tecrübe "kan" la yazılmıştır! Bu acı ve kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bunun dışına çıkanlar bu acıya mahkumdurlar. Dini ritüelleri kurumların ana anlayışı hâline getirmek gaflet ve celalettin başka hiç-bir şey değildir. Bu yapılan yapılan işin doğasına ters bir durumdur. Din ve bilim ayrı ayrı konulardır. Din bireyin özgür iradesinin tecellisi, bilim ise insanlığın ortak değeridir. Din ve bilimi karıştırmak özelliklede havacılıkta ölüme, kazalara davetiye çıkartmaktır. Inanan birisi olarak, bu yapılanların en büyük zararını inanan her bireyin dinine yapılan hakaret olarak görüyorum! Bizler seyahatlerimizi bilgili pilotlar, bakımları iyi yapılan uçaklar ve saygılı ahlaklı kabin personeli ile yapmak istiyoruz. Güzel yazınız için çok tşk ederim... O.A ????
 Prof. Dr. Hasan Fehmi Töre
 30 Mart 2024 Cumartesi 09:39
Muzaffer Hoca, Çok güzel örneklerle oruçu anlatmışsın özellikle son sözler bölümü harikulade yazılmış gönüllere hitaben güzel duygu ve düşünceler yaratıyor ancak uçuş emniyeti pilotların taşıdıkları insanlara olan görev ve sorumlulukları çok ince, naif ve edebi bir güzellikle anlatılmış, hemen her yıl yazdığın oruç konusu inşallah herkese örnek olur. Kalemine eline sağlık.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Airkule