MENÜ
İstanbul 14/19
Airkule
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ŞU KARGAGİLLER-4
Osman Gazi Baykal
YAZARLAR
13 Kasım 2018 Salı

ŞU KARGAGİLLER-4

c) Sinemada Karga: Karga/kuzgunun rol aldığı değişik konulu filimler çekilmiştir. Amerikalı film yapımcısı Warner Brothers tarafından yapılan bir çizgi filmin başkahramanları Heckel ve Jeckel isimli iki kargaydı. 1950-60’lı yıllarda Amerika’da çok popüler olmuştu. Biraz da ırkçılık kokan yaklaşımla son derece esprili, hilebaz kargalara zencilik (!) yakıştırılmıştı…

 “Esaretin Bedeli” (The Shawshank Redemption) filminde çok uzun yıllar hapiste yatan yaşlı mahkûmun salıverilmesinden sonra yıllar boyu hücre dostu olan karganın hücreyi terk etmemesi ilginçtir.

“Kuşlar” (Birds) filminde kargalar ve diğer kuşların bölge insanlarına saldırmalarının ardında kuşçu dükkânında kafesteki bir çift muhabbet kuşlarını özgürlüklerine kavuşturmak vardı.

Usta yönetmen Pasoli’nin “Büyük Kuşlar Küçük Kuşlar” (Uccelacci e Uccelini) filminin başrolünde geveze, çokbilmiş, malumatfuruş, idealist karga ile baba ve oğulun maceraları tam bir mizah örneği olarak çok ilginçtir.

Eskiden biri ölünce ruhun, ölüm ülkesine karganın taşıdığına inanılırdı. Ancak bazen çok kötü şeyler sonucu ölüm olmuşsa karga, ruhu tekrar dünyaya getirebilirdi. Çizgi romandan uyarlanan ve Yönetmen Alex Proyas’ın 1994 yapımı “Karga” diğer ismi de “Ölümsüz Aşk” (Crow) filminde bir çete tarafından evlilik arifesinde işkenceyle öldürülen çiftten erkeğin mezarına konan kargaya ruhu yerleşir ve ardından katillerden intikamı başlar. Gotik filmlerin en ilginç örneklerinden olan Karga filminin gişe başarısı üzerine iki tane devam filmleri de çekilmişti.

Yönetmen M. Tayfur Aydın’ın “Siyah Karga” (Black Crow) filminde Hakkâri’den İran’a kaçak girerek baba ocağına dönmeye çalışan kadının öyküsünde karga, anlatıcı rolüyle sahnelere girip çıkmaktadır. Ayrıca filmin sonunda kanatlarını açarak uzaklaşması çok ilginçti…

d) Müzikte Karga: Kargaların sesleri bestecileri etkilemişse de bu alanda ürünler azdır. Ortaçağdan kalma İskoç-İngiliz anonim türküsü “The Two Corbies” (İki kargacık) hayli yaygın bir şekilde ününü sürdürmektedir. İtalyan besteci Rossini’nin “Hırsız Saksağan” uvertürü ezgi dünyasında ilginç bir örnektir. 20. yy. Fransız kuşbilimci, orgcu ve bestecisi Olivier Messien birçok bestesinde kuş seslerine yer verirken, piyano ve orgla çok uyumlu eserleriyle ünlüdür. “Le Merle Noir” (The Blackbird= karakuş) isimli eseri, kargaları anlatırken türünün en ilginç örneğidir. Kuzey Amerika yerlilerinden Arapaho’ların karga-yaratılışla ilgili şarkıları vardır...

Özlem Tekin’in 2013’te yaptığı “Kargalar” albümü rock ve metal müzikten oluşmuş ve hayranlarından oldukça ilgi görmüştü. Rap sanatçımız Radensa’nın “Kargalar” isimli eseri türünde değişik bir örnektir. Ayrıca “Kargalar Kafeste” isimli müzik grubu uzun yıllardır İstanbul’da etkinliğini sürdürmektedir. Türkiye’de kargayı kötüleyen (/Karga seni tutarım /Kanadını yolarım /Yavruma yan bakanın /Gözlerini oyarım vb.) ninniler pek yaygındır.

6/Dilbilim ve Folklorik Alanda Karga:  

“Ne yapacaksın yıl sonu panayırına gidip de karga” Başo –Haiku

Kargagillerin folklordaki önemi, bütün insanların örtülü de olsa merakla cazibelerine bir şekilde kapılmalarıdır. Siyah, gece ve toprağın rengi olduğundan kargalar sıklıkla gizemli güçlerle ilişkilendirilmiştir. İnsanlık tarih boyunca kargalarla tuhaf ilişki içindedirler: Görünse uğursuzluk geleceğinden korkulurken, görünmese daha büyük bir uğursuzluktan şüphelenilmiştir!

Antik Yunanlılarda “karax” (kuzgun), “korone” (karga) olarak tanımlanmıştı. Romalılar karganın ötüşünü Latincede yarın anlamına gelen “Cras” şeklinde algılıyorlardı. Bunu hem sonsuz umudun ifadesi, hem de salgın hastalıklar ve savaşların kırıp geçirmesi sonucu faniliği anımsatıcı olarak yorumlanıyordu. Yine eski Yunan’da “Crater” (kupa) takımyıldızı tanrı Apollon’un kadehi ve aynı zamanda kuzgun olarak adlandırılıyordu.

Etimologlara göre İngilizcedeki “Crow” (karga) sözü Anglosakson “Cráwe” den gelirken, bunda Almanca “Krähe” denilen bir tür kuşun ötüşüne yakın olan sesinden etkilenildiği varsayılmaktadır. Çin ve Mançurya’da yaklaşık on çeşit karganın farklı isimleri vardır. Kaşgarlı Mahmud’un “Divânı Lügat-it Türk” eserinde diğer birçok kuş isimleriyle birlik günümüz Türkçesindeki “Karga” sözü de aynen geçmektedir.

Osmanlıcada ekin kargasına Arapça kökenli “Zağ” kullanıldığı olmuştu.

Ortaçağ Avrupa’sında üzerinde suçlu kellelerinin baltayla kesildiği kütük, “Raven Stone” (Kuzgun taşı) olarak isimlendiriliyordu. Bunun, hemen gömülmeyen suçluların cesetlerinin kuzgun/kargalar tarafında didiklenmesinden kaynaklanmıştı. İngilizcede “Scarecrow” (korkuluk) sözü eski yüzyıllarda kargaları ürküterek kaçıranlara denilirken, zamanla sabit, manken korkuluklar kullanılmıştır. Ancak kargaların korkulukları sevip üzerine tünemeleri de ayrı bir gerçektir…

Birçok toplumda cesetlerin karga-kuzgun tarafından yenmesi, kişinin toplum tarafından terk edilmiş, dışlanmış anlamına gelmektedir. Ancak daha eski zamanlarda yaşamı doğum-ölüm döngüsünde gören kültürlerde kargaların cesetleri (özellikle savaş alanlarında) didiklemeleri hoş karşılanırmış. Örneğin İran ve Hindistan’da bu adet 17. yüzyıllarda sona ererken, Tibet’te 1950’lere kadar devam ettiği gözlenmiştir.

Avrupa’da ortaçağdan sonra gelişen batıl inançta, karga/kuzgunlar ölümün habercisi olarak yorumlanmıştır. 17. yüzyıldan sonra Fransa ve Almanya’da başlayan karga/kuzgun düşmanlığı yaygınlaşarak büyük ölçüde toplu katliamlarla imha edilmelerine rağmen daha ıssız yerlerde yaşamlarını sürdürerek üremelerine devam etmişlerdir. 18. yüzyılda ABD’nin birçok eyaletinde karga vurup belediyeye getiren sadece beyaz insanlara para ödülü veriliyordu! Ancak ekolojik dengesizliğin olumsuz sonuçları farkedilince kararlar gözden geçirilmişti… Öte yandan 19. yüzyıla kadar İngiltere’de yaygın bir kabullenmeye göre Britanya kralı Arthur’un öldükten sonra kuzguna dönüştüğü ve halkın onu beklemesi nedeniyle kuzgunları öldürme yasağı konulmuştur.

İngiltere ve İrlanda’dan 1860’tan sonra Amerika’ya yerleşen göçmenler yanlarında ekin kargalarını da götürmüşlerdi. Bundan amaç hem zararlı böceklerin temizlenmesi hem de anavatanlarına ait bir hatıra olarak görülmesiydi.

Amerika’da “Jim Crow” (küçük karga ve bir öykü kahramanı) sözü, ırk ayrımcılığında sıklıkla kullanılan bir sıfattı. Özellikle beyazlar tarafından sergilenen hicivli oyunlarda yüzlerini siyaha boyayarak zenci rolündekiler için kullanılıyordu. Elbette bu tür oyunlarda zencilerin kötü, işsiz, cahil, alkolik olduğu vurgulanmasına rağmen karga simgesi altında gizli bir hayranlık vurgulanılıyordu.

Dünyanın pek çok yöresinde bir tür nümoroloji olan “karga sayma” âdeti, sayılarla çeşitli duygular ve eşyaları ilişkilendirilerek anlamlanlandırılmaktaydı.

Yahudiler, saatlerin pratik kullanımı yaygınlaşmadan, kol saatinin keşfinden önce, kargaların geceyi geçirmek üzere tünediklerinde işlerini paydos ederlermiş.

İranlı 13. yy ansiklopedi yazarı El-Kazvini, karganın “beş hain”den biri olduğunu yazmıştı. Her ne kadar Hac yolculuğunda hayvan avlayıp öldürmek günah kabul edilmesine rağmen zamanla karga, kuduz köpek, sıçan, yılan ve çaylak öldürmek istisna olmuştu. İran ve oradan etkilenen Arap halk kültürlerinde, karganın öterken tavuğun karşılık vermesi viranelik ve yıkıntıların artacağına, tavuğun gıdaklarken karganın karşılık vermesi ise yerleşim yerlerinin yıkılacağının belirtisi olarak kabul görüyordu.

Japonya’da karga aile sevgisini simgelemektedir.

Eskimolar yiyecek ararken tılsım olarak yanlarında kuzgun ayağı taşırlar. Ayrıca kuzgunların av hayvanlarının yerini belirtmek için tek kanadını indirdiklerine inanırlar.

Amerikalı yerli kabilelerinin yaşamında karga, kriz zamanları ön plana çıkmıştır: Kuraklık, güneş tutulması, salgın hastalıklar vb. durumlarda ruhlar dansı yapılırken, dansçıların merkezine içi doldurulmuş bir karga ölüsü yerleştirildi. Bu bazı bölgelerde “karga dansı” diye anılırken kargaların çığlıkları kehanet haberi olarak yorumlanırdı. Hopi yerlilerinde ruhlar dünyasının ana figürü Karga Ana’dır. Bunun gençlerin ergenliğine geçiş törenini yürüttüğüne inanılırmış. Yine bazı kabilelerin inanışına göre ilk buğdayı karga getirmiştir…

Sibirya’daki halklar ile Kuzey Amerika yerlilerinin kargalar hakkındaki kehanet, bilgelik, uzun ömre ilişkin inançların benzerliği dikkat çekicidir. Kuzey Kutup Dairesine yaklaştıkça kargaya yaratıcı kutsal ilâh olarak tapılırken, müstehcen nitelikler de eklenir…

Göktürklerde karga Kutsal Kuş (totem) olup, sonsuzluğun, tokluğun ve derin düşüncelerin sembolü haline gelmiştir.

Karganın etini yemek çok makbul bir şey değildir. Kıtlık dönemlerinde Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’da, çok nadiren gusto olarak bazı iddialı ahçıların karga yemekleri yaptıkları gerçektir…

Bilimsel olarak kargaların zeki oldukları ispatlanmasına rağmen Anadolu Türk kültüründe, “aklı havada, olmayacak işler yapan ve uğursuzluk timsali” hayvan olarak ön kabul görmüştür. Bazı yörelerimizde karga, kahramanın amacını gerçekleştirmek, planlarını uygulamak için kullanılan yardımcı rolündedir. Toplumuzda çok fazla bu tür örneklerden Keloğlana atfedilen bir tanesinde, kocasından sakladığı yemeklerin yerini “gak” sesiyle bildiren karga, kadının aldatmacasını açığa çıkartır. Yine başka bir öyküde karısını kandırarak altınlarını ondan habersiz saklamak isteyen adam, “Bugün karga, kuzgun yağacak. Sakın evden çıkma, yoksa gözlerin delinir!” diyerek yalanına kargayı alet eder. Nasrettin Hocayla ilişkilendirilen bir fıkrada, su kenarında çamaşır yıkarken bir kalıp sabunu alıp kaçan kuzgunun peşinden hocanın karısı “Be hey koca, yetiş! Kuzgun sabunu kaptı.” deyince hoca “A hanım hiç aldırma onun üstü bizden kirlidir, yıkansın.” der.

Toplumumuzda kargayla ilgili bazı atasözü örnekleri:

-Karga yavrusuna bakmış “benim ak pak evladım” demiş,

-Karga yavrusunu “pamuğum” diye severmiş,

-Kargaya “B.kun derman” demişler, gitmiş denizin ortasına s.çmış,

-Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış,

-Besle kargayı oysun gözünü,

-Dilin olmasa kargalar gözünü oyar,

        -Kılavuzu karga olanın burnu b.ktan kurtulmazmış,

        -Karga b.k yemeden,

        -Karga ile gezen b.ka konar,

        -Leşin bulunduğu yerde karga bulunur,

        -Karga mandayı babasının hayrına bitlemez,

        -Karga ile görüşen çöplüğe, bülbül ile görüşen güle gider,

        -Kargadan başka kuş tanımam,

        -Bülbüle tuzak kurarım, bahtıma karga gelir,

-Karga, karganın gözünü çıkartmaz…

Göktürk kitabelerinde “karganmak” (beddua edilmek, ayıplanmak), Dede Korkut destanında “kargamak” (beddua etmek, ilenmek) fiilleri sıklıkla bulunurken günümüzde toplumuzca da kullanılmaktadır. “Kargış” (lanet, beddua -isim) sözü de aynı amaçla Anadolu’da yüzyıllardan beri kullanılmaktadır. Kargacık burgacık ifadesi genellikle yazı biçiminde çarpık düzensiz anlamındadır. Karga tulumba ifadesi birkaç kişinin birini yakalayıp elleri üzerinde havalandırmak, kaldırmak amacıyla kullanılagelmektedir. Kargasekmez, çok sarp yer veya yol anlamında kullanılmaktadır. Artık günümüzde pek kullanılmayan kurumuş eski tip su tulumbalarını çalıştırmak için üzerine su dökmeye “Karga etmek” denilirdi. Argoda Karga taşlamak; kamuya açık yerlerde kadınlara kızlara sarkıntılık etmek anlamında kullanılmaktadır.

Ülkemizde “Karga” isimli köy, mahalle, ortaokul ve pazaryerleri vardır…

Devam edecek…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Karakarga
 29 Kasım 2018 Perşembe 18:43
Yazar İsmail Güzelsoy'un Süslü hatıralar sahnesi adındaki kitabın kapağında karga vardır.
 Metin
 20 Kasım 2018 Salı 21:24
Sevgili Osman kaptanım, yine döktürmüşsün . Eline, kalemine, yüreğine sağlık.
 Kuzgun
 15 Kasım 2018 Perşembe 20:53
Jehan Barbur son singlının ismi kuzgunu uçmak, yeni çıktı.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Airkule