LANA’NIN KAYIP BEBEĞİ

Kimi zaman yaşanan bir olayın perde arkasında “isimsiz kahramanlar” vardır. Olayın sıcaklığı geçer ve isimsiz kahramanların rolleri, fedakarlıkları, cesaretleri konuşulmaya başlanır. Uçak kazalarının ardından kazazedelerin ve ailelerinin yardımına koşan, onlara destek olan ekiplerde görev alanlar da birer isimsiz kahramandır…

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan ve hepimizi derinden üzen Pegasus kazasının ardından gönüllülerle birlikte yaklaşık 300 kişi hastanelere koşarak hem yaralılara hem de yakınlarına yardım etti. İsimsiz kahramanlar gece-gündüz yolcuların yanında bulundu, ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı, destek oldu. Bu süreçte birçok insan öyküsü yaşandı elbette ancak bunlardan belki de en etkilisi küçük Lana’nın yaşadıklarıydı…

Lana annesi ve babasıyla birlikte o uçakta bulunuyordu. Uçaktan sağ çıkmış ancak en sevdiği oyuncağı olan bebeğini yitirmişti. Kaza herkes gibi Lana için de büyük bir travmaydı… Yaşadığı şokun etkisiyle tedavi gördüğü hastanede genellikle uyuyor, uyanık olduğunda da sürekli “Biz gideceğiz, biz gideceğiz” diye sadece aynı sözcükleri tekrarlıyordu. Küçük Lana’yla iletişim kurmak çok zordu. Bunu fark eden Pegasus destek ekibinden bir isimsiz kahraman önce Lana’ya aldığı küçük hediyelerle onunla iletişim kurmaya çalıştı ve başarılı da oldu. Çünkü o ana kadar çevresindekilerle konuşmaktan kaçınan Lana, ona en sevdiği bebeğinin uçakta kırıldığını ve bunun için çok üzüldüğünü söyleyiverdi. İşte bu sözler isimsiz kahramanları harekete geçirdi. Küçük Lana’nın bebeği mutlaka bulunacak ve kendisine verilecekti. Uçağın enkazında her yer kontrol edildi, bagajlar tek tek tarandı ve sonunda o bebek bulundu.

Kayıp oyuncak bebeği kendisine verildiğinde Lana’nın parlayan gözleri, sevinç çığlıkları ve mutluluğu her şeye değerdi…

Lana elbette bu kazayı yaşamı boyunca unutmayacak ancak kayıp oyuncak bebeğine yeniden kavuştuğu anda hissettiği mutluluğu da hep anımsayacak.

İyi ki varsınız isimsiz kahramanlar.